Queer filmleriyle genel olarak şöyle bir derdim vardır. Çoğu zaman yönetmen ve senaristler de LGBT topluluğunun bir parçası olmasına rağmen sanki konuya hep dışarıdan bir bakış atıyorlar gibi gelmiştir. Ele alınan konu her zaman çok radikal ama içerik de sanki bir o kadar konvansiyonel. Yüzeysel demiyorum, bahsettiğim şey biraz daha samimiyet ve cesaretle ilgili. Durum böyle olunca lafını sakınmayan, içeriden, samimi, yalın ve cesur bir bakış atabilen filmlerle ilgili yazmayı daha uygun buldum.
benimcocugumgal
BENİM ÇOCUĞUM (2013)
Benim çocuğum, lezbiyen, trans ve gay’lerin anne babalarından oluşan beş aileyi merkezine alan bir belgesel. Bu ailelerin çocuklarının durumlarını öğrendiklerinde ne tepkiler verdikleri, nasıl kabullendikleri, çocuklarıyla birlikte nasıl bir süreçten geçtikleri en sade ve doğal bir şekilde en samimi cümlelerle aktarılıyor. Anlamadıklarını, karşı çıktıklarını, üzüldüklerini kabul ediyorlar.. Fakat yaşadıkları süreç sonunda çocuklarının durumlarını kabullenmek bir yana, onların hakları için de savaşmaya başlıyorlar. En ufak bir sözde ahlak dışı olayda bozulmaya meyilli, o çok narin “Türk Aaile Yapısı”nın sökülüp yeniden dikildiği Can Candan’ın filmi, festival festival dolaştı ve Başka Sinema kapsamında vizyona bile girdi. Eğer halen izlemediyseniz bir koşu DVD’sini almanızı şiddetle öneriyorum.