Halkının neden terk ettiği bilinmeyen, karanlık sırlara sahip bir kasaba… Bu kasabaya atandığı halde gidemeyen bir posta müdürü, yalnızlığın timsali bir istasyon şefi, “Alamancı” bir genç kadın… Stephen King hikâyelerine benziyor değil mi? Oysa yüzde yüz bu coğrafyanın yazarına, hem de büyük usta Yaşar Kemal’e ait bu roman. Şöyle diyor Yaşar Kemal bu romanı yazma nedeniyle ilgili: “Ben hep korkudan korktum. Korkudan çok korktum. Roman yazdığım zaman içimde bir korku istemezdim. O yüzden bu kitapta da korkuyu anlattım. Kayseri’de askerlik yaptığım kasabanın üzerinde büyük bir taş vardı ve bütün kasaba bu taşın üzerlerine düşeceğinden korkuyor, düşmesin diye taşı demir zincirlerle bağlıyorlardı. Madem korkuyorsunuz o zaman çekin gidin derdim. Seneler senesi bu korkuyu yazmak istedim.” 76 sayfa olduğuna bakıp bu nasıl roman diye kafanız karışsa bile bilin ki gönüllerin Nobel’ine sahip Yaşar Kemal’in hakiki bir roman, hem de okuru 1960’ların Türkiye’sinde yaşatacak kadar güçlü bir roman!

 

YKY, 76 sayfa, 7 TL