Neredeyse tüm Türkiye’ye yayılan Gezi Parkı Eylemi’nin benzerleri tarih boyunca pek çok kez yaşandı. Gezi Parkı eylemine bazı yönleriyle benzeyen yakın geçmişteki birkaç protestoyu İstanbul için inceledik.
1
Financial Times yazarı Ben Judah’ın 6 Haziran günü yazdığı makaleye attığı “Türkiye kendi 1968’ini yaşıyor ve şimdi kendi De Gaulle’una ihtiyacı var” başlığı bizi önce Paris’e götürdü. 1968 yılında Paris’te neler yaşanmıştı, öğrencilerin ve işçilerin ayrımcılık ve politik bürokrasiye karşı yaptığı eylemler nasıl sonuçlanmıştı? Charles de Gaulle ülkeyi böldüğünü anladığında istifasını vermiş ve geri çekilmişti. Peki, attığı bu geri adım başarılı olmuş muydu? Judah son zamanlarda Tayyip Erdoğan’ın de Gaulle gibi davranmadığını, daha çok Rus lider Vladimir Putin gibi halkın ifade özgürlüğünü kısıtlama yolunu seçtiğini yazdı. Paris’ten sonra San Francisco’daki hippi eylemlerine göz atmak istedik. Orada yaşanan komünal hayatı, o hayatın içindeki naifliği Gezi Parkı’nda süregelen yaşama benzettik. Baltık ülkelerinde yapılan Şarkı Devrimi’nin barışçıl olması, şarkı söyleyerek, kan dökülmeden Sovyetler Birliği’nden egemenliğin alınması bize umut verdi. Son olarak daha da yakın bir zamana yolculuk ettik ve Berlin Duvarı’nın yıkılışına değindik. İnsanların özgürlüklerine ne kadar aç olduğunu, bunun için her şeyi göze alabildiklerini gördük. Yine kalbimiz çarptı, tıpkı Gezi Eylemleri’nin gerçek kahramanları için çarptığı gibi...