Breaking Bad ruhu ölmedi, ölmeyecek. Eater’s Coffee bunun en önemli kanıtlarından biri.
Bu yılki Kahve Festivali’ne damga vuran sarı tulumlu, gaz maskeli arkadaşlarımızı hatırlıyorsunuzdur… Tepelerinde kocaman harflerle yazan “Heisenberg” standının hemen altında kahvelerini yapıp servis ediyorlardı. Merhum Walter White’ın ruhunu, yaptığı kahvelerde yaşatan Deniz Koşan, “Heisenberg” ismini alamasa da Walter’s Coffee ile Kadıköy sakinlerinin kahve duraklarından olmaya aday. Sarı ve grinin hâkim olduğu mekânın mimarisi ve dekorasyonuyla da birebir kendisi ilgilenmiş Koşan. İddia ediyoruz (gittiğinizde siz de fark edeceksiniz) burası görebileceğiniz en geniş üçüncü nesil kahveci. Toplantılara, workshop’lara uygun özel alanları da var. Nikotin bağımlıları ya da her ne koşulda olursa olsun temiz havadan kopamayanlar için ön tarafta açık mekânı, arka tarafta ise bahçesi mevcut. Festivalde de kalbimize taht kuran sarı tulum ve gözlükler, kahve kutularının hemen yanında yerini almış. Teknolojiden bir an olsun kopamayacağımız şu über interaktif çağın en büyük sorunlarından şarj problemine ise Walter’s Coffee’nin çözümü hayli basit olmuş. Bunun için her masanın altında bir priz yer alıyor.
Henüz çok yeniler, kahve her ne kadar onlardan sorulsa da yiyecek alternatifi pek fazla değil. Seçenekleriniz arasında kek ve kurabiye yer alsa da zaman içinde yiyecek alternatiflerinin artacağını düşünüyoruz. Diyeceğimiz o ki; şehirdeki bu kahve furyasına ancak hepsini teker teker deneyerek “dur” diyebiliriz. Şehir keşfetmeniz ve yaşamanız için var. O zaman ne duruyorsunuz, istikamet Walter’s!