NE YAPIYORLAR:
İlk albümlerini 2012’de Babajım Records’tan çıkaran Vera, geçtiğimiz Mart ayında ikinci stüdyo albümleri “Bir Yangın Var”ı yayınladı. Yeni albümde Tarkan Gözübüyük ve Cihan Barış gibi önemli müzisyenlerle çalışan Vera’nın “Bir Yangın Var” ve “Güzel Bir Kadın” isimli parçalarına son zamanlarda tüm radyo ve müzik kanallarında rastlamak mümkün. Genç müzisyenler bizim için mutfağa girdi ve kahvaltı hazırladı.
GÖZ SİMİT
Malzemeler:
Simit
Labne peyniri
Salam
Jambon
Roka
Sezar sosu
Yumurta
Hazırlanışı: Simitleri ortadan ikiye kesin ve alt kısmına bir kat labne peyniri sürün. Peynirin üzerini jambon dilimleriyle örtün ve üzerine de rokaları yerleştirin. Yumurtaları, kaynayan suyun içine kırıp istenilen sertliğe gelene kadar pişirin. Pişen yumurtaları, hazırladığınız simit tabanının ortasına yerleştirin. Üzerine küçük küçük doğrayıp tavada kızarttığınız salamları ekleyin. İsteğinize göre tuz ve karabiber koyun. Rokaların üzerine Sezar sos dökün ve simidin üst kısmını, yumurtayı ortada bırakacak şekilde yerleştirin. Yanında sucuk, salatalık ve domatesle servis yapın.
Bugün bize ne yemekler yaptınız?
Dünyacan Yılmaz: Genelde dışarıda göz sucuk olarak satılan, simit sandviç ve suda pişmiş yumurtayla yapılan bir kahvaltı hazırladık.
Evde çok yemek yapıyor musunuz?
Dünyacan: Ben çok yemek yaparım. Börek yaparım, fırında da çok yemek pişirdiğim olur.
Ailede mutfak alışkanlıkları nasıldır? Yemek yapılır mı? Yaparken gördünüz mü?
Dünyacan: Annem çok güzel yemek yapar ama bu yeteneği bana yansımadı. Teyzem aşçıdır, ondan öğrendim yemek yapmayı. Hatta küçükken hepimiz Denizli’de teyzemin kafesine giderdik.
Arel Koray Nalbant: Ben de ailemden pek yemek öğrenmedim ama çok güzel irmik helvası yaparım. Çok sevdiğim için bir tek irmik helvasının yapılışını öğretmelerini istedim.
Çok uzun zamandır arkadaşsınız. Kendi aranızda arkadaşlarınızı toplayıp akşam yemekleri düzenlediğiniz oluyor mu?
Dünyacan: Genelde onlar yapar, biz yeriz. Biz giderken “Yanında içecek ne alalım?” diye sorarız.
İlk yaptığınız yemeği hatırlıyor musunuz?
Canberk Karademir: Makarnadır muhtemelen.
Arel: Bugün kahvaltı masamızda sucukları ben yaptım. Büyük ihtimalle ilk yaptığım yemek de tavada sucuktur.
Dünyacan: Ben de pek hatırlayamıyorum ama sanırım ben de sucuk veya sosis pişirmekle başlamışımdır.
İstanbul’da yemek yemek için en sık hangi bölgelere gidersiniz? Mutfak alışverişi için tercih ettiğiniz yerler nereler?
Canberk: Yemek için Taksim ve çevresinde oluyoruz çoğu zaman. Evin yakınlarında Ulus pazarının yanı sıra birçok manav var. Ben oralardan alışveriş yapıyorum.
Dünyacan: Aslında yemeğe bağlı olarak değişiyor. Fakat ithal bir malzeme almak istediğimde Macrocenter’a gitmek zorunda kalıyorum çünkü çoğu markette bu tür ithal şeyler, soslar bulunmuyor. Eskiden ben de Canberk gibi Akatlar civarında oturuyordum, her cumartesi sosyete pazarına gittiğimiz olurdu.
Arel: Pazara gitmeye küçüklüğümden bu yana sinir olurum. Küçükken anneannemle veya babaannemle çok giderdik; her tezgâhtaki domatesler aynı olmasına rağmen beş tane tezgâh gezip, gidip altıncıdan alırdık domatesi. Çok torba taşıdım, çok sıkıldım pazarlardan. Sonra üniversiteye başladık ve daha da gitmez oldum pazarlara. Artık manav yetiyor bana.
Bir yemek düzenleseydiniz sevdiğiniz, takip ettiğiniz ünlü veya ünsüz isimlerden hangilerini masanıza davet etmek isterdiniz? Sizce masada neler konuşulurdu?
Canberk: Atatürk’le bir masa paylaşmak isterdim.
Arel: Ben de masamda Atatürk’ü isterdim. Ayrıca Marlon Brando’yla da yemek yemek isterdim. Geçen gün onunla ilgili bir yazı okudum; adamın çok garip huyları varmış. Onlar hakkında sorular sorardım, Baba filminin çekimlerinde yaşadıkları komik anıları öğrenmek isterdim… Belki de hiçbir şey konuşmaz sadece birbirimize bakar ve spagetti yerdik.
Dünyacan: Benim cevabım net; Sergen Yalçın. Onun çok hikâyesi, anlatacak eğlenceli çok anısı vardır.
*Vera önümüzdeki aylarda, İstanbul, Ankara ve Denizli gibi şehirlerde konserler verecek, kaçırmayın deriz.