Tuba Önder Demircioğlu’yla ‘Tutunma’ başlıklı sergisi sırasında bir araya geldik ve çok sevdiği defterleri hakkında konuştuk.
Defterinizi nereden aldınız?
Create&Barrel’dan aldım.
Sizin için defterin anlamı nedir?
Neredeyse kitaplarım kadar önemlidir. Öğrenciliğimden kalma bir alışkanlık olarak, sayısını hatırlayamayacağım kadar çok defterim oldu. Eskiz defterlerim, akıl defterim, okumalarımdan alıntılar yaptığım defterim, atölye içi öğrencilerim için aldığım notların yer aldığı defterlerim. Bu alışkanlık hâlâ devam ediyor. Sanırım biraz manuel bir insanım. Yapmış olduğum işin de bunda etkisi büyük. Her şeyin somut, kaydedilmiş ve değiştirilemez olması, yazı ile karakterinizin kaydedilmiş olma duygusu güvende hissetmemi sağlıyor. Deftersiz bir hayat düşünemem.
Defteriniz her zaman yanınızda mıdır, olmadığında kendinizi nasıl hissedersiniz?
Dizüstü bilgisayarım olmadan gezebilirim ama deftersiz asla. Size daha fazlasını anlatmam gerekirse yatak odamda başucu defterim ayrıdır. Gece aklıma gelenleri ona kaydederim. Ayrıca asistanımla ortak kullandığımız başka bir defterim daha var. Defterim olmadığında ki bu çok nadirdir, aldığım notları hemen aktarırım.
Nasıl bir defter kullanıcısısınız?
Çok sadık ve özenli. Çünkü defter kullanmayı ve yazmayı çok seviyorum. Tüm defterlerimi arşivlerim. İçlerine kızım için süpriz notlar ve çizimler bırakırım ya da mesneviden sözler. Benim için defter tutmak, son derece duygusal, anlamlı ve kalıcı bir şeydir.
Notlarınızı dijital ortamda tutmaya nasıl bakıyorsunuz?
Artık o da günün gereği, olmazsa olmaz. İş akışı ve hayatın hızına uyum sağlamanız açısından önemli. Tüm yazılarım dijital ortamda da kayıtlı. Asistanım defterdeki metinleri, notları aktarıyor sağ olsun. Çünkü benim için duvar örmek bile daha eğlenceli. Bilgisayarda bir sayfa yazmak yerine onlarca, yüzlerce sayfa elle yazmayı tercih ederim.
Ne zaman ilham gelir ya da hangi zaman aralığında çalışırsınız? Toplantı ya da yolculuk esnasında bir şeyler karaladığınız olur mu?
İlham geldiğine inananlardan değilim. İlham dediğiniz şey benim için tüm biriktirdiklerimin, okuduklarımın, düşüncelerimin ve hayatımın değerlere, değerlerin de biçime dönüşme sürecidir. İşim, yaşam biçimim olduğu için üretim sürecinde olmasam da her an çalışırım.
Defterinize dokunabilecek ya da dokunamayacak kişiler var mıdır?
Yoktur. Bir tek yanımda taşıdığım defterim çok ortada değildir. Onun dışında tüm defterlerim, atölye ve evde ulaşılabilir yerlerdedir. Kitaplarım daha dokunulmazdır.
Defterinize yazılabilecek en güzel ve en kötü şey?
Bence en kötü yazılabilecek şey, hiçbir şeyin olmaması yani boş bir defer. En güzel şey ise yazacaklarımın defterlere sığmaması. Şu anda olduğu gibi aynı anda bir sürü deftere yazabilmek.
Kimin defterine bir şey karalamak isterdiniz?
Hiç kimsenin çünkü ben de benimkine karalansın istemem.
Eski ve yeni sanatçılardan birinin eskiz defterini görmeniz mümkün olsa bu kim olurdu?
Ben sanatçılardan daha çok felsefeci birinin defterini görmek isterdim. Mesela Platon’un defterini görmek müthiş olurdu.