Vans Türkiye Kaykay Takımı, kaykay sporunu geniş kitlelere duyurmak adına geçtiğimiz haftalarda Türkiye turundaydı. Artistik manevralarla geri döndükleri İstanbul’da takımın sözcüsü Cenk Kulioğlu ile bir araya geldik.
kaykaygal1
Öncelikle kaykay sporuna nasıl adım attığınızla başlayalım isterseniz.
Kaykay sporuna 10-11 yaşlarımda mahalle arkadaşlarımın kaykayına binerek başladım. Bir süre geçtikten sonra kendi kaykayımı almıştım bile… O zamanlar kaykay sporunda bu noktalara geleceğimi hiç tahmin etmezdim. Fakat şu anki durumumdan çok mutluyum. 24 yaşındayım ve aşçılık okulundan mezunum… Şimdi ise turizm bölümünde okumaya devam ediyorum. Geçmişte bir dönem ABD’de kalıp geri döndüm. Aslında İstanbul-Ankara arası bir hayatım var. Kaykay sporu hem Vans Türkiye Kaykay Takımı’nın bir üyesi hem de vazgeçilmezim olarak hayatımın ilk sıralarında yer alıyor. Zaten profesyonel bir sporcu olarak hayatımı da bu sporla kazanıyorum.
Geçtiğimiz ay çıktığınız kaykay turundan bahseder misiniz biraz? Zorluklarından, en heyecanlı noktalarından...
Altı kişiden oluşan Vans Türkiye Kaykay Takımı ile ilk turumuzu geçtiğimiz sene İstanbul, Bursa, İzmir ve Ankara gibi büyük metropollerde gerçekleştirdik. Bu sene hayata geçirdiğimiz tur ise köy ve kasabalardan oluşuyordu. Böyle söyleyince bile kulağa zor geldiğini düşünüyorum. Ancak beklediğimizin aksine yaptığımız tur gerçekten çok güzel geçti. Zorluk yerine heyecan ve adrenalin vardı. Bir sonraki durakta ne olacağını merak ederek geçti yolculuğumuz. Gittiğimiz köylerde yaşayan insanların kaykay sporuna hiç yabancı olmadıklarını, bölgeyi ziyaret eden turistlerden kaykay sporunu öğrendiklerini görünce çok şaşırdık. Böyle farklı bir spor dalı ile köyde yaşayanların karşısına çıkmamız aslında hem bizim onları hem de onların bizi tanıması için keyifli bir fırsat oldu.
Rotanızı Likya Yolu üzerinden çizdiniz. Bunun özel bir sebebi var mıydı?
Bu sene Vans Türkiye Kaykay Takımı olarak, turumuzu kasabalarda gerçekleştirdiğimiz için rotamızı Likya yolu olarak belirledik ve bu hattı izledik. Bu sporu farklı yaş gruplarına sevdirmek ve tanıtmak istedğimiz için bu rota önemli bir başlangıç noktasıydı. Tur boyunca hem yerel halka hem de çocuklara kaykay sporunu anlatmak, onları bu sporla tanıştırmak istedik. Ve eminim ki ufak da olsa bu amacımızı gerçekleştirdik.
Türkler’in kaykay sporuna bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son üç-dört seneye baktığımızda en azından böyle bir sporun var olduğunu kabullenmişe benziyoruz. Ancak hâlâ çok eksiğimiz var. Örneğin Ankara gibi büyük bir şehirde donanımlı bir “skatepark” bulunmuyor, olanların da bakımları yapılmıyor ve çürümeye başlıyor. Kaykay sporunda halkın desteği kadar belediyelerin desteği de çok önemli. Ancak bu şekilde kaykayın bir spor olarak kabul edilmesi ve gençlerin ilgi göstermesi sağlanabilir.
Beşiktaş Meydanı ya da Caddebostan sahili. Kaykayla ilgilenen gençler vakitlerini buralarda geçiriyorlar genelde, değil mi?
Eski alışkanlıklardan vazgeçmesi zor oluyor tabii… Özellikle Beşiktaş Barbaros Meydanı kaykay kaymak için çok uygun bir yer... İstanbul’da kaykay kültürünün başladığı yer diyebilirim ve kesinlikle bu böyle devam edecek.