Yaz tatiline çiktiniz diye gün boyu yayilmak yok. Öyle spor önerilerim var ki hem tüm kaslarınızı çalıştıracak hem de kazandığınız zindeliği tatil dönüşü de korumak isteyeceksiniz! 

2_0

Image 5 of 6

SUTOPU

Madem “top”tan gidiyoruz, biraz da özlemini çektiğimiz denizde top oynayalım. Aslında bu spora hayranlığım yıllar önce bir yaz mevsiminde Hırvatistan’da bulunduğum sırada arttı. Biliyorsunuz Hırvatistan, su topunda dünyanın en başarılı ülkelerinden biri. Eski Yugoslav geleneğini layıkıyla devam ettiriyorlar ama bunu sadece düzenli çalışmayla yapmıyorlar. Bu sporu halka indirmişler, kapalı duvarların arkasında sadece kayıt parası verilerek girilen havuzlarda değil, öğleden sonraları takım antrenmanı bittikten sonra tribünü-havuzu-tuvaleti-soyunma odası-topu ile halka açılan ve hiçbir ücret talep edilmeyen yüzme tesislerinde tüm vatandaşlarına suda oyun oynama imkânı vererek başarılı olmuşlar. “Bu bir kültür meselesi, spor bir kültürdür” demek bu işin kolay yolu. İstanbul’da, Şile’de, tüm kuzey ve güney kıyılarımızda denize girmek için can atan milyonları bir düşünsenize. Yöneticilerimizin tek işi, bu genç nüfusa spor yapma imkânı sağlamak olmalı diyorum ve kısa kesiyorum. Bu spor için sadece bir topa ihtiyacınız var. Bir arkadaşınızla ayağınız yere değerken pas yaparak başlayıp işi zorlaştırmak için derine gitmeyi deneyebilirsiniz. Ayağınızın yere zor değdiği noktada hem bacak hem karın hem de üst vücudunuz, terlediğini bile hissetmeden çalışmaya başlayacak. Deneyin, belki o kadar seversiniz ki bizi Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde çok başarılı şekilde temsil eden Galatasaray Su Topu Takımı’nın maçlarını izlemeye bile gidersiniz. Bu da kış ajandanızda değişik bir aktivite olarak yer alabilir.