Mobilyadan mutfak eşyalarına, dalgıç malzemelerinden karton mobilyalara kadar yüzlerce ilginç tasarımın sıra dışı kalemi Mete Mordağ ile konuştuk, “aşkla” hayata geçirdiği mesleği üzerine sohbet ettik.

 

Sizi özellikle endüstriyel tasarıma yönlendiren ne oldu?

Yaratıcı sanatlara olan tutkumu ve pozitif bilimlere olan merakımı bir araya getirme isteği diye özetlemek isterim. Endüstriyel tasarım, sanat ile teknoloji ve mühendisliğin arasında gezinen çok ender dallardan biri. Boğaziçi Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği okurken endüstriyel tasarım üzerine yüksek lisans yapmaya karar verdiğimi hatırlıyorum. Yüksek lisans eğitimi için Sydney’de geçirdiğim o büyülü iki sene sonunda tasarım hayatımda kalıcı hale geldi.

 

Türkiye endüstriyel tasarım söz konusu olduğunda bu âlemin neresinde?

Tasarım ve fikir üretmede oldukça iyi bir noktada olduğumuzu söyleyebilirim. Ancak “endüstriyel tasarım” tamlamasındaki “endüstriyel” kelimesinin kesinlikle altı çizilmeli. Bu şekilde bakıldığında Türkiye’nin biraz daha yol kat etmesi gerekiyor. Yurt dışı pazarı ürün geliştirme süreçlerinde, endüstriyel tasarımın ne şekilde kullanılması gerektiği konusunda oldukça deneyimli. Bu deneyim, markalarının piyasaya sunduğu değerde tasarımın vazgeçilmez bir parametre olduğunu daha önce fark etmiş olmalarından kaynaklanmakta aslında. Tasarımcıya verilmesi gereken brief’in kapsamı, pazarlama takımının kavramsal tasarım sürecini ne şekilde yönetmesi gerektiği, ardından ulaşılan estetik ve yenilikçi özelliklerin üretici ile çalışılması konusundaki tecrübeleri Türkiye’ye kıyasla daha ötede. Bu sebeple ürün geliştirme süreçleri daha verimli ve hızlı ilerliyor. Ama bu bir evrimleşme süreci. Türkiye’nin önümüzdeki beş – altı sene içerisinde rahatlıkla bu eşiğe ulaşıp geçebileceğine inanıyorum. Fikirlerimiz ve hayal gücümüzle dünyada ilk 10’a oynayabilecek potansiyele sahibiz. Bu fikirleri hayata geçirmek ve mevcut piyasa koşullarında katma değer yaratacak hale getirebilmek derseniz, ilk 100 çok yanlış bir tahmin olmazdı sanırım.

 

Sizce son yüz yılın en kayda değer endüstriyel tasarımları hangileri?

Geçtiğimiz 10 senede, artırılmış gerçeklik ve konum tabanlı cihaz teknolojileri üzerinden bilişim dünyası, günlük hayatın her anının içerisine işledi. Havada uçuşan bu sanal bilgi dünyası üzerinden şekillenen yepyeni bir toplum ve talep ettiği yepyeni cihazlar var artık. Ve bunlara en etkin cevapların Apple’dan geldiğini düşünüyorum. Diğer yandan bu sanal bilgi dünyası etrafımızdaki şehir, insanlar ve ürünler ile bize bambaşka iletişim yöntemlerinin kapılarını açıyor. Bunların ötesinde günlük hayatın içerisinden bir sürü objeyi ve cihazı çıkarıp atıyor. Biz endüstriyel tasarımcıları çizgi eklemek yerine çizgileri silmeye zorlaması ise beni en fazla heyecanlandıran tarafı sanırım.

 

Peki, insanlık tarihinin en işlevsel endüstriyel tasarım ürünü hangisi?

Kalem!

merfolk (11)

 

Bir ürünün endüstriyel tasarımı nasıl ortaya çıkar? İlhamla mı ihtiyaç üzerine mi?

Endüstriyel tasarımın sadece estetik, butik veya moda ürünler sunan bir uzmanlık alanı olmadığı; etrafımızdaki problemlere akılcı çözümler üretme sanatı olduğu her geçen gün maalesef biraz daha unutuluyor. Elektrik süpürgesini hayatımıza sokan James Dyson veya 1960’dan 1997’ye kadar Braun’un baş tasarımcısı olan Dieter Rams gibi çözüm üreticilerin sayısı tasarım dünyasında her geçen gün azalıyor. Endüstriyel tasarımcı gelişimi, katma değeri ve sunduğu yenilikler ile toplumu ileri taşımayı hedeflemek zorunda. Her proje, her parça beraberinde yüklü yatırımlar ve çevreye ek ağırlıklar getirirken, tüm bunları anlamsız bir çeşitlilik sunma uğruna yapma hakkımız artık kalmadı. Diğer yandan daha önce el atılmamış bir problemi çözme girişimi, sizi görsel açıdan da son derece özgün ve dikkat çekici ürünlere sürüklüyor. Sonuçta daha önce çözüm getirilmemiş bir sorunu geometri, fizik ve malzeme üzerinden çözmeye çalışıyorsunuz ve sonucun görsel açıdan taşıdığı o şaşırtıcı güzellik de onun en güzel süsü oluyor.

 

İcat, buluş, tasarım vb. arayışlarıyla düzenlenen yarışmalara nasıl bakıyorsunuz? Tasarımcı açısından bir getirisi olduğuna inanıyor musunuz?

Bu tür organizasyonların dağıttığı ödüllerin tasarımcı ve markalara sunduğu faydanın yanında çok daha direkt bir olumlu dokunuşu olduğunu düşünüyorum. Türkiye’yi ele alırsak, bu tip yarışmalar toplumun hem endüstriyel tasarımı tanıması ve anlamasında önemli katkıda bulunuyor hem de bireyleri daha bilinçli tüketici olma yolunda eğitiyor. Örneğin yeni kuşak tüketici ürün tasarımlarında formun, estetiğin fazlasıyla farkında; estetik değerleri çok daha ileri… Markalar da bu yeni nesli cezbetmek için sadece sıra dışı malzeme veya sıra dışı fonksiyon değil, sıra dışı bir estetik de sunmak zorunda kalıyor ki bu da endüstriyel tasarımı “ürün geliştirme” süreçlerine dâhil etme zorunluluğu doğuruyor. Biraz dolaylı bir bakış açısı olsa da çok yanıltıcı olduğunu düşünmüyorum.

 

Size göre endüstriyel tasarıma en çok ihtiyaç duyan alan / sektör hangisi?

Aklıma ilk gelenler otomobil sektörü, mobilya, ev gereçleri ve vitrifiye sektörü… Bunlar, endüstriyel tasarımı ürün geliştirme süreçlerine entegre etmiş ilk sektörler ve tasarımı efektif kullanma konusunda en ileride olanlar. Mühendisliğin ve teknik kıstasların ağır bastığı sektörler halen tasarıma bir miktar temkinli yaklaşıyorlar. Ancak son senelerde piyasanın rekabetçi ortamı, bu sektörlerin de ürün geliştirme süreçlerinde endüstriyel tasarımı kullanmaya zorluyor. Önümüzdeki 10 sene içerisinde Türkiye’de ürün geliştirme sürecinin içerisinde endüstriyel tasarımı kullanmayan bir sektör kalacağını zannetmiyorum.

 

Sadece kendiniz için ne tasarlamak isterdiniz?

20 senelik dalgıç olarak bu soruya cevaben Innovasub ile son yaptığımız NarmorX isimli Scuba Dalış Ünitesi’ni göstermek zorundayım. NarmorX, Scuba dalış için gerekli olan, tüp, denge yeleği, regülatör, ağırlık kemeri gibi ekipmanların tümünün tek bir hidrodinamik sistem içerisinde toplayan kompakt ve portatif bir dalış seti. NarmorX’de sualtı dünyasının konfor, güvenlik ve ergonomi dinamiklerini son üretim ve kontrol teknolojileri üzerinden Innovasub ile birlikte en iyi şekilde işleyerek sportif dalış dünyasına yepyeni bir nefes getirdiğimizi düşünüyorum. Şu anda deneme ve test dalışları sürüyor. Önümüzdeki sezona bu ürün ile ilk dalışlarımı yapma fırsatını yakalayabileceğim.

 

Bugüne kadar kaç ödül aldınız ve nasıl bir duygu bu?

2012’den bu yana, yanılmıyorsam yediye ulaştı. Sanatın ve teknik bilimlerin bu kadar iç içe geçmiş olduğu başka bir alan daha gösterebilmek hayli zor. Endüstriyel tasarım alanında aldığınız bir ödülün sanat veya pozitif bilimler alanında alacağınız iki ödülden kesinlikle daha doyurucu olduğunu söyleyebilirim. Ortaya koyduğunuz tasarımın görsel açıdan yakaladığı başarıya ek olarak sunduğu teknik yeniliklerin çok daha seyrek bir başarının izi olduğunu düşünüyorum.