Radikal sanatçı Bora Akıncıtürk resim ve heykele yoğunlaşıyor. Çalışmalarında sokak sanatından da ilham alan Akıncıtürk, İstanbul’un en sevdiği şehirlerden biri olduğunu söylüyor. 

boraakinciturkgal1

Image 2 of 2

SANAT TARZI
Akıncıtürk’ten biraz da sanat tarzından bahsetmesini istiyorum. Tarzlara inanmadığını, şizofrenik bir sanat üretimi olduğunu hayal etmekten hoşlandığını söylüyor. “Resim yapma hareketi çok sıkıntılı ve hiçbir zaman rahatlayacağını düşünmüyorum. Bir resme başladıktan sonra son evrelerine kadar hep ne kadar kötü olduğuyla ve aslında benim bu işi yapmamam gerektiğiyle ilgili şeyler düşünüyorum fakat bir noktayı geçince resmin içinde bazı şeyler bana yol gösteriyor ve resmi bitirebiliyorum. Bu süreç deformasyonu ve yıkıcı bir tavrı gerektiriyor.”
Bir de sanatçının işlerinde sık sık cinsellik temasının ön plana çıktığını görüyoruz. Nereden kaynaklandığını soruyoruz: “Konularımı çok nadiren önceden planlıyorum ve planlamadığım zamanlarda muhtemelen bilinçaltım beni otomatik olarak bazı şeylere yöneltiyor. Bu yönelimlerden biri de en genel anlamıyla cinsel konular. Arkasında yatan sebebin herhangi bir insanın günlük seks düşüncelerinden daha fazla olmadığını umuyorum.”
Peki, politikadan etkileniyor mu?
Akıncıtürk’ün cevabı gecikmiyor: “Herkesin belli cümleler içinde politik olmak zorunda olduğunu ve günümüz insanlık bilinci ve algısı içinde bundan kaçış olmadığını düşünüyorum ama bu beni eskisi kadar rahatsız etmiyor. Sanat bütün bu kavramların üstünde olabileceğinden ona yapıştırılacak bir etiket zaten o sanatın altında, sonradan gelen bir çeşit kültürel metin olarak kalıyor. Ben özel olarak politikadan etkilenmiyorum ama bir insan olarak genetiğimi, bilincimi ve beynimi etkileyen birçok unsurdan biri de doğal olarak politika.”

PICASSO’DAN TUMBLR’A
Konu Akıncıtürk’ün etkilendiği sanatçılara geldiğinde Picasso, Van Gogh ve Matisse’den bahsediyor. Bir dönem de yoğun olarak Basquiat’nın etkisi altında kalmış. Sonrası ise karışık... “Tal R ve Peter Doig’den, El Greco ve Koons’a, “outsider” (aykırı) sanatçılardan Tumblr’da “sea punk” işler yapan isimsiz birçok sanatçıya kadar önüme çıkan değişik çalışmalardan etkilenebiliyorum.”

SORMADAN OLMAZ! Röportajın sonunda gelecek için planlarını soruyorum. Çok ilerisi için planlar yapmadığı belli ama yine de cevap veriyor bana: “Uzunca bir süredir birlikte olduğum bir kız arkadaşım var. ‘Mutlu Son Müzik’ adı altında birkaç arkadaşımla birlikte oluşturduğumuz müzikle alakalı bir girişimimiz var. Arkadaşlarımla ve sevgilimle mutluyum ve bir nevi aile hissi yaşıyorum. Kız arkadaşımla boş zamanlarımızda bir fino yavrusu almanın hayalini kuruyoruz. Umarım bir gün olur.”