Şaşırdınız değil mi? Geçtiğimiz aylarda İngiltere’de aynı cinsiyetten insanların evlenmesine olanak sağlayan yasanın kabul edilmesiyle bu sözleri duyduğumuz ülkelerin sayısı her geçen gün daha da artıyor!
kocavekocailanediyorumgal
Geçen ay şehrin koşturmacasına ve sıkıcı havasına biraz ara verdim ve kendimi Londra’ya attım. Londra’ya gitme sebebim ise çok sevdiğim bir gay arkadaşımın düğünüydü! Birleşik Krallık’ta Mart 2014’te kabul edilen ve aynı cinsiyetten insanların evlenmesine olanak sağlayan yasa sonrasında, tanıdığım birçok gay evlilik için hazırlıklara başladı. Arkadaşım Lee de onlardan biriydi. Lee ve Kyle’ın düğünü için söylenebilecek ilk şey gösteriş ve abartıdan uzak, sade ve bir o kadar da eğlenceli olduğuydu.
Düğüne geçmeden önce Londra’nın gay ortamlarındaki izlenimlerimden bahsedeceğim biraz. Bir kere Londra’da gay olmak alabildiğine kolay. Keza bir gay’le tanışmak da öyle. İş çıkış saati Soho’da ve Shoreditch’teki gay’lerin ağırlıkta yaşadığı bir pub’a uğramanız yeterli. Herkes arkadaşlarıyla bira içiyor, muhabbet ediyor, geyik yapıyor, yan masayı kesiyor, sokağa göz atıyor. Kimse bir diğerinin derdinde değil, herkes “eğleniyor”. Biz de geldiğimiz ilk günün akşamında soluklanmak ve bira içmek için kendimizi Soho’daki The Duke of Wellington’a attık. Yanımıza gelip bardağını tokuşturan, cam kenarında otururken “What’s up?” diye laf atan ya da garsonla bize yan masadan haber yollayanlar oldu. Orada bu tip davranışların hepsi mümkün...