Paris Hilton demişken… Kendisi ‘Bling Ring’in çekim aşamasında Sofia Coppola’ya ilham vermişti. Birkaç yıl aradan sonra Coppola da bizimle. Bas bas ‘Girl Boss’ akımı her tarafta konuşulurken kendisi yüz yıllar sonra Cannes’da ‘En İyi Kadın Yönetmen’ ödülünü kucaklayan ikinci isim oldu. Gerçi kucaklamak derken bizzat orada olup ödülünü almadı ama olsun. Coppola’nın filmi ve duruşu tam da içinde bulunduğumuz yılları özetler nitelikte. 70’li yıllarda bir erkeğin perspektifinden anlatılan ‘The Beguiled’in yeniden çevrimi, kadınların gözünden aktarılıyor, pek tabii kadın oyuncularla. Nicole Kidman, Kirsten Dunst ve Elle Fanning filmde izleyeceğimiz üç isim. Eh, İngilizler de yeni Dr. Who olarak Jodie Whittaker’ı seçti zaten. Kidman’dan bir kez daha söz açılmışken… Cannes’da verdiği bir röportajda da şöyle diyordu: “Her birkaç yılda bir, kadın bir yönetmenle çalışma kararı aldım.”
Moda ve güzellik endüstrisi de normları baştan yazmaya kararlı. Çok konuştuğumuz ve konuşacağımız yeni model ise Adwoa Aboah. Aboah jenerasyonun yeni modelleri gibi bir #instagirl değil. Aktivist ve Gurls Talk’un da kurucusu. Gurls Talk kızlar kendini yalnız hissetmesin, doğru kanallar vasıtasıyla diledikleri gibi bilgilenebilsinler ve kendilerini güçlü hissetsinler diye kurulan bir girişim ve hatta zaman zaman çeşitli üniversitelerde konuşmalar da düzenliyorlar.
Konuşacağımız bir başka model ise Halima Aden. Somali kökenli Amerikalı modelin ses getirmesindeki en büyük neden ise başörtülü oluşu. Aden, moda çevrelerince uzun yıllar boyunca görmezden gelinen bir kadın grubunu sembolize ettiğinden dolayı gündemde.
Mesela Hellen Mirren da çıkıp ‘anti – aging’ tanımının geçersizliğinden ve artık akımının bir son bulması gerektiğinden dem vurmaya başladı. Önümüzdeki günlerin en çok konuşulacak güzellik ürünü ise işte bu yüzden yeni bir krem değil bir parfüm. Chanel yıllar sonra, daha net konuşmak gerekirse 15 yıl sonra yeni bir parfüm çıkardı. Ve bunu da Kristen Stewart’la yaptı.