2. İstanbul Coffee Festival yaklaşırken şehrin en iyi kahve mekânlarını ve kahvenin tarihini keşfe çıktık, etkinlikte nelerle karşılaşacağınızı sizin için araştırdık.
“İstanbul kahvecileriyle Türk kahvesi kültürü bir paradoks oluşturuyor. Yarım milenyumdur kahve dükkânlarına sahip olan bir şehir nasıl oluyor da Starbucks veya benzeri firmaları favorileri arasına ekliyor? Nasıl küçük, zarif fincanlarda sunulan Türk kahvesi yerini Nescafé kupalarına bırakabiliyor? Şansımıza hâlâ nostalji, otantik ambiyans ve iyi bir fincan kahve sunan bir avuç İstanbul kahvecisi var…” diyor Deliciousistanbul.com sitesi. Bu paradoksu kim çözer bilmiyorum ama İstanbullular olarak, ne çeşit olursa olsun kahveye “hayır” diyemediğimiz ortada. “Türkler olarak” demek lazım aslında. Keyfimize düşkünlüğümüzle biliriz ya kendimizi, işte kahve de yüzyıllardır bizim “keyif” dediğimiz şeylerin başında geliyor. Deliciousistanbul kusura bakmazsa, Türk kahvesi kültürünün zincir kahveciler ve hazır kahve markaları arasında kaybolup gittiği görüşüne katılmıyorum. Öyle olsaydı, 2015 yılında bile hâlâ bir ev ziyaretine giderken yanımızda hediye olarak şık Türk kahvesi fincanları götürürmezdik. Evet, dört bir yanımız kahveci doldu. Evet, bu bir akım ve hepimiz farkındayız ki, şehrimize de çok iyi geliyor. “Üçüncü dalga” akımının rüzgârını arkamıza alarak, dünyanın kahve başkentlerinden biri olmaya giderek daha da fazla yaklaşıyoruz.