İstanbul’u yaşamanın başlı başına bir ilham kaynağı olduğunu söyleyen Seda Mit, şehir için karamsar olmak istemiyor ve şöyle diyor: “İstanbul’un güzelleştirilme şansı hâlâ var.”

yaratici-g

“Yaz” sizin için ne demek?
Balkonlardan gelen çatal, bıçak, kahkaha sesleri, çiçek kokusu, deniz…

Bugüne kadar en çok hangi konuda çizim yapmak size kendinizi daha iyi hissettirdi?
Gündelik yaşamın her hali; sıkıcılığıyla, sevimliliğiyle, korkusuyla ve umuduyla…
Yaptığım çizimler aslında benim günlüklerim. İnsan günlük tutarken nasıl içindekileri döküp rahatlıyorsa, ben de resim yaparken rahatlayıp kendimi iyi hissediyorum.

Bazı çizimlerinizde insan figürleri hem hareketli hem de iç içe geçmiş. Bu bir etkileşimi, bağlılığı, bağımlılığı mı anlatıyor?
Çizimlerimdeki figürler artık ayrılamayacak şekilde birbirinin içine geçmiş ve neredeyse kesintisiz tek bir çizgiyle aynılaşmış gibiler. Çünkü insanlar isteyerek ya da istemeyerek sürekli etkileşim halindeler. Ben bu etkileşimi böyle iç içe girmiş, kesişmiş, ayrılamaz bir bütün olarak görüyorum.

Bolca kadın ve kedi çiziminiz de var. Kadın ve kedi ikilisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evet… Ve tombul bir kedim var. İkisiyle de iyi arkadaşlık kurar ve çok severim.

Bir gün eserlerinizi görmek istediğiniz bir yer var mı?
Evet, çok yer var. Bir pazar yerinde, berberde, balıkçıda, işe giden insanların geçtiği yollarda… Yani bana ilham verenlerin yaşadığı yerlerde.

İstanbul size ilham veriyor mu? Nasıl?
Kesinlikle veriyor. Bazen sinirlerimi bozarak, bazen güldürerek… İstanbul’da yaşamak, İstanbul’u yaşamak başlı başına ilham kaynağı…

Bizim için yaptığınız bu çizimi bitirdiğinizde ne hissettiniz?
Mutlu oldum. Daha önce düşünmediğim bir konuydu. Bir terzinin elinden çıkmış ince bir iş gibiymiş eskiden İstanbul. Maalesef bozuluyor ama yine de karamsar olmayan bir İstanbul benimkisi. Emek vererek, özenle dikilen ve güzelleştirilme şansı olan.