Çarpıcı işlere imza atan ve “resim benim için nefes almaktır” diyen Saydan Akşit, eserlerinde kullanmaktan vazgeçmediği sulu boyayla kendini çok daha özgür hissettiğini söylüyor.
Çizimlerinizin çoğunluğunun suluboya olduğunu görüyorum. Bu malzemeyi seçmenizin sebeplerini merak ettim.
Suluboya ile kendimi daha özgür hissediyorum işlerimde… İyi anlaşıyoruz diyelim… Suluboyanın kendi içinde yarattığı sürprizleri de seviyorum. Dediğim gibi malzeme de özgür, siz de özgürsünüz. Suluboyayı farklı tekniklerle birlikte kullandığım da oluyor. Bu anlamda da rahat bir malzeme…
Resim sizin hayatınızda hangi duygulara karşılık geliyor?
Tasarlamak, üretmek ve tüm aşamalarından keyif almak, bir de nefes almak. Tabii resim, derin bir nefes.
“100 İllüstrasyonla Türk Sinemasının 100. Yılı” sergisinde sizin de eserleriniz yer almıştı. Özellikle Türk sinemasına dair çizim yaparken neler hissettiniz?
Defalarca izlediğim filmleri, bir kez daha farklı bir gözle izlemiş oldum aslında. Çocukluğumuza denk gelen filmlere bu şekilde dâhil olmak çok keyifliydi.
Bir videoda ahşap üzerine resim çizerken görüyoruz sizi. Eserlerinizi ne gibi materyaller üzerine çalışıyorsunuz?
Farklı projelerde, farklı materyaller kullanıyorum ama çoğunlukla “ecoboard” denen bir karton üzerine çalışıyorum.
İstanbul’un size ilham veren bir semti var mı?
Var evet, Kadıköy.
Eserlerinizi nerede görmek istersiniz?
İnsanlarla iletişim kurabilecekleri her yerde.
Bize yeni yıl temalı bir çizim yaptınız. Sizin yeni yıla girerken bir beklentiniz, dileğiniz ya da ritüeliniz olur mu? Yoksa 31 Aralık akşamı sizin için sıradan bir akşam mıdır?
Sadece sevdiklerimizle keyifli bir gün geçirmek için bir sebeptir.
İstanbul’da 2017 yerine başka bir yıla girme imkânınız olsaydı, bu hangi yıl olurdu? Nasıl bir kutlama olmasını isterdiniz? Kimlerle geri sayım yapardınız?
Bulunduğumuz yılda kalalım o zaman, yeni yılda bir yaşına girecek kızımızla birlikte.