‘Masumiyet Müzesi’ romanında, “Medeniyetler ve müzeler konusunda biraz haberdar olan herkes, dünyaya hükmeden Batı medeniyetinin bütün bilgisinin arkasında müzelerin yattığını ve bu müzeleri yapan hakiki koleksiyoncuların ilk parçalarını toplarken, çoğu zaman yaptıkları şeyin nereye varacağını hiç düşünmediklerini bilir” diyor Orhan Pamuk. Burada işaret edilen şeyi, sergilere uyarlayalım. Ve bu konuyla ilgili bir öz eleştiri yapalım. Bunu yapmamız gerek çünkü, gün gösteriyor ki çuvallamış durumdayız. Şu sıra gerçekleştirilen pek çok serginin, aynı zamanda birer Türkiye tarihi panoraması sunması da tesadüfi değil. Çünkü, sorumlu kurumlar bunu yapmayadursun, sanat bizi hala önemsiyor. Çalışmaları bellek teorisi etrafında yoğunlaşan Sarkis de Dirimart’taki sergisine tarihten farklı tanıkları davet ederek bugünün toplumsal ve siyasal meselelerine çok katmanlı bir eleştiri getiriyor. ‘Ayna’, sanatçının hem zamana işaret koyan hem de farklı dönemlerden (zamansızlaşan) yapıtlarını sergi için hazırladığı yeni işlerle bir arada sunuyor. Yapıtlar, sanatın geçmişin izlerini bugüne getirme gücünü, geleceği sanatsal üretimle hayal etme yetisine dönüştürüyor.
DİRİMART
17 Ocak – 19 Şubat
ÜCRETSİZ