İnci Furni’nin çalışmalarıyla en son Elhamra Han’da, Leyla Gediz’le birlikte gerçekleştirdiği “Kendi Kendine” sergisinde karşılaşmıştık. Bu, geçtiğimiz sezonun en çok konuşulan sergilerinden biri olmuştu. Sanatçıyla bunu bahane ederek bir araya geldik ve merak ettiklerimizi sorduk. Sanatçının “İnci Furni” isimli solo sergisi, 22 Eylül – 22 Ekim tarihleri arasında Öktem&Aykut Galeri’de görülebilir.
Ne zamandır Bomonti’deki atölyeni kullanıyorsun? Burada ne kadar vakit geçirirsin? Sanatsal pratiğin ve yaratıcı sürecin için atölyenin önemi nedir?
Altı yıldır burada çalışıyor ve yaşıyorum. Genelde sabah kalkar, kahvaltı eder ve direkt atölyeye geçerim. Pazar hariç, hemen her gün çalışırım. Atölyem sığınağım gibi, kendi kendime kalabildiğim ve düşündüklerimi toparlayabildiğim tek yer.
En son Aralık ayında Elhamra Han’da Leyla Gediz’le birlikte çalışmalarınızın yer aldığı “Kendi Kendine” sergisinde işlerini gördük. 2011 yılında birlikte ürettiğiniz sergiye ismini veren video çalışmasında iki ressam artık faaliyette olmayan Haydarpaşa Garı’ndan trene binerek, saatler süren bir yolculuğa çıkıyordunuz. Kentsel dönüşüme referanslarda da bulunan bu çalışmanın ortaya çıkış süreci nasıl gelişti, trene binmeye nasıl karar verdiniz?
Biz orada kentsel dönüşüme referans vermekten ziyade, içsel dönüşüme bir mekân bulmayı amaçladık. Tren, coğrafyayı kat eden bir araç, aynı zamanda özel alanları da var, yani bir odanız olabiliyor. İç-dış ilişkisini aynı anda görebildiğimiz en iyi mekândı. Böylece trene binmeye karar verdik.