Ready, set, hut! Bu kelimeler dizisi size bir anlam ifade etmiyor olabilir fakat benim için henüz bir ayını dolduran bir tecrübenin özeti. Üç senedir kendimi zorlayıp da bir türlü hayatıma tekrar sokamadığım spor, bu sefer çok farklı bir klvarda bana geri döndü; Flag Football yani bayrak futbolu olarak…
2
Lisedeki basketbol yıllarımın ardından, takım sporu yapmak başta gözümü korkutmadı değil. Sonuçta artık kendi ayaklarımın üzerinde durduğum bir hayatım, ona ve yaşıma bağlı olarak ivme kazanan bir özgüvenim var. Fakat işin içine girince tüm fikirlerimin değişmesini sağlayan iki koçum Emrah Asılyazıcı ve Erkin Palaz (arada acımasız olsalar da), eğlenceli, çevik ve bir o kadar da güçlü 22 takım arkadaşım var artık. Her antrenman sonunda ellerimizi birleştirerek “1-2-3 Hornets!” diye bağırmak bile benim için bir zevk!
Bayrak futbolunun Türkiye’de gördüğü ilgiden ve liginden bahsedecek olursak; henüz bir lig bulunmuyor fakat asıl amaç bu ligi kurmak. İstanbul’dakiler haricinde şu an sadece İTÜ, Robert Kolej ve Yeditepe’nin bayrak futbolu kadınlar takımı bulunuyor.
Sadede gelmek gerekirse, ben de kendimi uzun süredir hiç bu kadar enerjik ve güçlü hissetmemiştim. Hayatın stresinden uzaklaştıran, vücuduma hareket ve şekil kazandıran ve daha önemlisi, bazı değerleri bana tekrar hatırlatan bu sporun heyecanına sizi de ortak edebildiysem, ne mutlu bana. Türkler ne der, bilirsiniz: “Anca beraber, kanca beraber!”
Erkin ve Ayşe Palaz hayatın normal akışının yanında kendilerini Amerikan futboluna ve bayrak futboluna adamış evli bir çift. Erkin İTÜ Hornets takımının koçlarından biri, Ayşe ise bayrak takımının kaptanı… Onların ağzından bayrak futbolunu dinlemeye ne dersiniz?
Yazı: Selen Meçoğlu