Tanzanya’ya yaptığım Bu seyahatten sonra elimde fotoğraflar olmasa çok güzel bir rüya gördüm diyebilirdim.
17
Sabah 4’te uyanmamızın çok özel bir sebebi var. Bu sefer ciple değil balonla hayvanların “çıkışını” izleyeceğiz. Havanın daha karanlık olmasına takılmayın, çünkü balonun hazırlığı 40 dakikayı buluyor. Güneşin doğaya düşen ilk ışıklarıyla biz de “Nirvana”ya doğru yükseliyoruz. Gördüklerimiz gerçek olamayacak, yazıya dökülemeyecek kadar etkileyici ve büyüleyici! Balonun içindeki kimse konuşmuyor, konuşamıyor. Anlamların yer değiştirdiği an olarak hep hatırlayacağınıza söz veriyorum! Balon vahşi doğaya inerken, yere ayak basmanın heyecanı içinde bizi aslanlar yemesin diye dua ediyoruz. Tabii ekip çok profesyonel. “Burada güvendesiniz” dedikten sonra şampanyaları patlatıyorlar! Duygu selinden şımarıklık seline geçiyoruz, sonra da doğanın ortasında kahvaltı masanız hazır demesinler mi? Şu an içinizden buraya yüzde 100 gidiyorum dediniz, biliyorum. Bir film sahnesinde miyim, bunlar gerçek mi, yoksa aslanın midesindeyim de cennette mi bunları görüyorum diye düşünebilirsiniz, ama hepsi bu tatilin yıldızlı gerçekleri.