Son iki yazdır Alaçatı’da esen Tabla rüzgârı, nihayet İstanbullu mutfak severler ile Nuteras’ta buluşuyor. Nuteras, yaza iki dev şef, Üryan Doğmuş ve Cihan Kıpçak’ın Tabla’sı ile giriyor. Ama endişelenmeyin; Alaçatı Tabla da klasik meyhane konsepti ve paylaşımlık tabakları ile yoluna devam ediyor.
“Yemeğe bakış açımız hep aynı. Tamamen kendi geçmişimizden, coğrafyamızdan seçtiğimiz yemeklere yorum katarak, ‘biz bunu nasıl pişiririz, nasıl servis ederiz?’ sorusuna cevap bulmaya çalışıyoruz” diye söze başlıyor Şef Üryan Doğmuş ve Şef Cihan Kıpçak. İkili, mutfaklarında Türk yemeklerini kendi yorumlarıyla sunuyor. Geçtiğimiz yıl kapanan “fine dining” restroranları Gile, dünyanın en iyilerinden Şef Massimo Bottura tarafından bile “en az iki Michelin yıldızlı yemek” olarak nitelendirilmişti. Bugün ise Tabla’da konsept “Rahat Yemek – Casual Dining” anlayışıyla devam ediyor. Ancak tarzı değişse de yemeğin kalitesi aynı şekilde muhafaza edilmiş. Adını çocukluğumuzdan da hatırladığımız tablacılardan alan mekânda, tabakların hikâyesi ve reçeteleri, şeflerin doğup büyüdüğü Mersin ve Marmaris’ten, kimi zaman da üniversite döneminde Ankara’da yedikleri sokak yemeklerinden geliyor.
“Trend rahatlıktan yana ama servis ve mekânda rahatlık olsa da masaya gelen yemekte özen olmalı. Akdeniz insanı rahatlığa alışık ama şefin de belli bir mücadeleye ve tatmine ihtiyacı var gelişmek için. Gelecekte bir mekânda tekrar ‘Haute Cuisine’ sunacağız” diyor Şef Üryan Doğmuş. Cihan Kıpçak ise mekânları hakkında şu benzetmeyi yapıyor. “Dünyada giyim ve beklenti değişti. Sportif şıklık trendi var. Ünlü tasarımcılar eşofman tasarlıyor. Adidas da Balenciaga da sneaker üretiyor. Ünlüler şık davetlere eşofman ve üzerinde smokin ceketle gidebiliyor” diye trendleri örneklendirirken, önümüzdeki Kayseri-Karpuzatan Pastırma isimli tabağa bakıyorum. Çemenli bonfile sashimi, köz pırasa yoğurtlaması, çıtır patates, çam fıstığı ve tulum ile birlikte gelen tabak; içeriği, sunumu ve yapım tekniğiyle Şef Kıpçak’ın sözlerini özetliyor.
Menüdeki özgün ve samimi diğer tabakların hikâyesini de şeflerden dinleyelim: “Türkiye’ye ilk geldiğimizde Cihan ile birlikte Kapadokya’da Argos’un mutfağındaydık. Bir yandan da bölgeyi tanımaya çalışıyorduk. Çalışanlar etrafımızda sürekli sanayi pilavı yiyordu. Salçalı, domatesli, biberli bir risotto kıvamındaki pilav, satır kıyması tarzında ince et, bol sarımsak ve patlıcanla hazırlanıyordu. Oradan yola çıktık ama içerisine kuzu omuzu ekledik ve vakumda pişirme (sous vide) yöntemiyle 41 saat pişirdik. Lakerda tamamen anneanne tarifi. Izgara kaya levrek, domates, köz pırasa ve maydanoz yağı ile sunduğumuz “Yedi Baharlı” ise aslında Marmaris’e özgü bir yemek. Evlerde pişer ve inanılmaz bir lezzettir.”
NE YENİR? Menüden sizin için seçtiğimiz diğer lezzetler arasında Adana dürüm, köy yufkasında acılı ördek kebap, tahinli köz patlıcan, yenibaharlı domates ve Akya Tataki ile hazırlanan “zahmetsiz” yer alıyor. Tatlılardan lokum parfait, Manda Batmaz, sakızlı muhallebi ve kara böğürtlen dondurmasını deneyebilirsiniz. Beyoğlu ve Ayşekadın isimli kokteylleri de takdire şayan. İki kişi ortalama 250 TL.
Asmalımescit Mah. Meşrutiyet Cad. No: 67, Beyoğlu
0212 245 6070
Hafta içi 20.00 – 02.00
Hafta sonu 20.00 – 04.00
(23.30 mutfak kapanışı)