“Giysi takası”, adından da anlaşılacağı gibi giysi takas edilen bir etkinlik. İnternet üzerinden iletişime geçerek etkinliğe katılanlar, getirdikleri her kıyafet karşılığında bir kupon kazanıyor ve bu kuponla istedikleri kıyafetleri alabiliyor. “Giysi Takası”nın yaratıcıları Nazlı Ödevci ve Fulya Tekin ile konuştuk.
10
Giysi takası fikri nereden ortaya çıktı, nasıl başladı?
NAZLI: Takaslar, benim İsveç’te yaşarken tanıştığım ve ara ara katıldığım, çevreci dernekler ve sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen ücretsiz organizasyonlardı. Türkiye’ye dönünce benzerini yapmaya karar verdim. Eskiden beri ikinci el dükkânları severim ama takas etkinliği ikinci elden daha farklı dinamikler içeriyor. Burada parayla bir şey satın almıyorsunuz, ikinci el olsa bile. Ayrıca kendinize ait bir şeyi verip onu bir başkasının aldığına o an tanıklık ediyorsunuz. “Bu çok güzel, nasıl vermişler?” gibi tepkiler geliyor ya da “o benimdi!” deyip elbisenin hikâyesini anlatmaya başlayanlar… Bunların hepsi güzel etkileşimler. Birisi için gözden düşmüş, maddi değeri olmayan bir parçanın bir başkası tarafından beğenilip değerlenmesi, mevcut tüketim düzenine tezat bir alışveriş şekliyle de mutlu olunabilmesi hoşuma gidiyor.
FULYA: Benim hikâyem farklı gelişti. Son iki senedir tekstil sektörünün dünya çapında en yüksek adetlerde üretim/satış yapan markalarından biri için çalışıyorum. Üreticilerle bir araya gelmek ve araştırma yapmak üzere çok sık seyahat ettiğim bir dönemin sonunda, aklımdan sürekli şu cümleler geçiyordu: “Tasarımcı kimliği ile çöp üretiyorum. Çöpün yerini değiştiriyorum. Ben de bu sisteme hizmet ediyorum.” Sonra kendimce bir oyun başlattım, yakın arkadaşlarımla kıyafet takası. Aynı dönemde benimle benzer bir güdüyle etkinlik düzenlemeye başlamış olan “Giysi Takası” ile tanıştım, yola birlikte devam ettik.