“Hayatın gerçekliğinde buluşalım” diyen, Bomontiada’nın son sakinlerinden Kilimanjero, gerçekten de ideal bir buluşma yeri.
İstanbul’un son kazanımı Bomontiada, yükselişine hız kesmeden devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Tarihi Bomonti Bira Fabrikası içerisinde hayat bulan bu “komplekse” eklenen yeni restoranlardan biri de Kilimanjaro oldu.
İstanbullular’ın şehrin dört bir yanında gerçekleştirdikleri etkinliklerinden ve eğlence mekânlarından tanıdığı Pozitif’i, Kilimanjaro’nun arkasındaki güç olarak görüyoruz. Mekânın tasarlanma aşamasında bir restorandan ziyade bir “buluşma ortamı” olması hedeflenmiş. İçeri girince sizi karşılayan barın çevresine dağıtılan sosyal ortamlar da bunu gösteriyor zaten.
Kilimanjaro, kendini “organik, kökleri olan, zamana dayanıklı müzikler sunan” bir oluşum olarak tanımlıyor. Mutfakta, malzeme hep ön planda. Yerel tatların yeniden yorumlanmalarını gördüğümüz menü o kadar sade ve bilindik ki, yemekten sonra yemeklerin isimleri veya içindeki tanıdık malzemeler mutlaka aklınızda kalıyor. Zaten Kilimanjaro mutfakta kullandığı malzemelerin bir kısmını, hemen fabrikanın arkasında kurulan ünlü Feriköy Organik Pazarı’ndan temin ediyor. Masanıza gelen şarküteriler mutfakta özel üretiliyor. Bu iki detayı atlamayalım. “Feriköy Organik Pazar Tahtası” ve “Kendi Üretimimiz Şarküteri Tahtası”, mekânın menüsünde müşterilerin en beğendiği ve en çok denemek istediği kalemlerden. Onlara ek olarak “ufak paylaşımlar” diyebileceğimiz isli palamut, dana tartar, rezene salatası ve görünüşü dillere destan odun fırınında pişmiş hamsi şişi önerebiliriz. Eğer büyük arkadaş grubuyla veya ailenizle giderseniz, büyük paylaşım tabaklarından çıtır tandır ve firik pilavı veya odun fırınında organik tam tavuk deneyebilirsiniz.