Open Space Misafir Küratör Programı ’nın ilk katılımcısı Rita Aktay küratörlüğünde gerçekleşen
Ubiquitous Surfaces sergisi 14 Kasım 2019’da Londra Seager Galeri’de açıldı.

Ubiquitous Surfaces, insan deneyimiyle iç içe geçmiş iki tür yüzeyi inceliyor: kent yüzeyleri ve imge
yüzeyleri; mimari cephe ve ekran. Bu ikisi birbirinden ayrı durmaktansa giderek daha çok benzeşiyor;
solan bir bina cephesi artık çözünürlüğü düşen bir imajı andırıyor. Open Space tarafından Londra’da
bulunan Seager Galeri ’de düzenlenen sergi, 30 Kasım 2019 tarihine kadar görülebilir.

Ubiquitous Surfaces, İstanbul merkezli dokuz sanatçının eserlerini Huma Kabakcı Koleksiyonu’nda
yer alan eserlerle bir araya getiriyor. İstanbul’a dair bu görsel sorgulamaları birer vaka çalışması olarak ele alan sergi, imajların kayıt ve üretiminin kentle olan ilişkimizi nasıl şekillendirdiğini inceliyor. Sergi, SALT Galata’da bir araya bir araya gelen ve çalışmalarıyla Ubiquitous Surfaces’ta yer alan Oddviz Kolektifi, Serkan Taycan ve Alper Şen ’in (Artıkişler Kolektifi), gelişen görme biçimleri ve kentleşme konularını tartıştıkları Göz Ardında / Önünde Kent etkinliğini takiben gerçekleşiyor.

Serkan Taycan, Larissa Fassler ve Erdal Inci ’nin işleri Taksim Meydanı’nı GIF’ten haritacılığa uzanan farklı imgeleme araçlarını kullanarak görselleştiriyor.

Sanatçılar beton açıklık üzerindeki yüzey hareketlerini takip ederek insanların etkileşimlerini gözlemliyor, hatlarını çiziyor ve yeniden düzenliyor.

Oddviz Kolektifi , Kerem Ozan Bayraktar ve Lara Ögel ise siyasal tarihin kaydını tutan duvarların,
binaların ve sokakların yüzeylerine daha yakından bakıyor. Şehir ve sakinleri arasındaki arayüzü
oluşturan bu yüzeyler üzerindeki ifade ve aşınmalar, sanatçıların oyuncul müdahaleleri ile dile geliyor.


Eyüp, Ara Güler, 1975

Ara Güler , Berkay Tuncay , Artıkişler Kolektifi ve Sevgi Ortaç ’ın işleri ise imajların, kentin kolektif görsel hafızasını nasıl oluşturduğunu sorguluyor. Yirminci yüzyıl analog fotoğrafçılığından el kameralarına ve kırık jpeg dosyalarına kadar, imajların anlam ve duyguyu nasıl yaydığını düşündürüyor.

Sanatçıların hepsi bu veri yoğunluğunu işleyerek yeni etkileşimlerin önünü açmak adına, kimi zaman
doğrudan kentin yüzeylerinde oluşan, kimi zaman ise ekranlara aktarılan imajları kaydediyor, belgeliyor,
kopyalıyor, yeniden üretiyor, montajlıyor ve değiştiriyor.