Kendisiyle Alaçatı sokaklarında çekim yapıp sohbet ederken çok keyif aldık. Buyurun, keyfimize siz de ortak olun.
2
Hürriyet gibi çok satan ulusal bir gazetenin Kelebek ekinde popüler bir köşe yazarı olmayı nasıl başardın, zor oldu mu? Köşe yazarı olana kadar ne işler yaptın, bizimle paylaşır mısın?
Çok şey yaptım, ama özetlersem sırasıyla Siyah Beyaz, Milliyet, Sabah, Aktüel ve Vatan’da çalıştım. Muhabirlik de yaptım, editörlük de... En son Vatan’da köşe yazmaya başlamıştım. Ondan sonra da Kelebek’e kondum zaten! Gökten zembille inip köşeci olmadım yani... Kolay olmadığı kesin, elbette zor oldu. Ancak popçu ağzıyla söylersek, böylesi “daha kalıcı” oluyor işte!
Senin aslında birçok mesleğin var. Köşe ve kitap yazarlığı, şarkı sözü ve beste yapımcılığı, parti organizasyonu, pilates hocalığı. Unuttuğum bir şey var mı diye düşünmeden edemiyorum. Sen sırasıyla toparlayabilir misin?
Asıl işim her zaman yazı yazmak (köşe, kitap)... Sonra bestecilik geliyor. Parti organizasyonu ise 2009’da Levis’ın bir partisini “host” etmemle başladı. Ondan sonra da “Host partileri” aldı başını yürüdü. Arada bir bu tarzda organizasyonlar yapıp insanları bir araya getirmeyi seviyorum. Orada da aslında bir parti kitlesi inşa ediyorsun kendi çapında, zevkli yani. Pilates hocalığı çok iddialı ama. Piyasadakilere ayıp olur. Bir tane öğrencim var, evet. Stott hocası Amy Dooremalen’den reformer’ı da aldım, evet ama staj yapıyor gibi görüyorum kendimi.