ELIA KAZAN
Kayseri kökenli bir Rum ailenin çocuğu olarak, 1906 yılında Fener semtinde doğan Elia Kazan, dört yaşında ailesiyle birlikte ülkeyi terk ettiğinde, İstanbul henüz Osmanlı’nın başkentiydi. Küçük yaşta memleketinden ayrılan bu küçük çocuk, zaman içinde dünyanın en önemli yönetmenlerinden biri olacak, filmleriyle Hollywood’a yıldızlar kazandıracak, ülkemize yaptığı ziyaretlerle basınımızı fazlasıyla meşgul edecekti.
Elia Kazan’ın dört yaşında ABD’ye yerleşmesinin ardından başlayan tiyatro sevdası, Yale’de Sahne Sanatları Bölümü’nde okuması ve Broadway’de başarılı oyunlar yönetmesiyle devam etti. Film sektörüne geçiş yaptığında ise, her filmine mutlaka kendi yaşamından parçalar eklemeyi unutmadı. Bu aslında onun köklerini de unutmadığını gösteriyordu. Kendi ailesinin Türkiye’yi terk edişine göndermeler yapan, 1963 yapımı “Amerika Amerika” filminin çekimleri öncesinde memleketi Kayseri’deki köyüne yaptığı ziyaretinin detaylarını, internetteki nostaljik haber sitelerinde bugün bile bulabilirsiniz.
Köy ziyaretinden sonra İstanbul’a da uğrayan ve sonrasında sık sık yolu buralara düşen Elia Kazan’ın hiç gitmediğini hayal edelim… Büyük ihtimalle ailesiyle birlikte Fener’de kalır, vaktinin çoğunu da Fener ve Balat’ın eski sokaklarında geçirirdi. Fener’in eski evleri, kiliseleri, yokuşlu yolları ve renkli insanları, insan hikâyeleri anlatmayı seven yönetmenin senaryoları için ilham kaynağı olabilirdi. Yakın arkadaşlarıyla birlikte akşamları Yunan meyhanesi Barba Vasilis’e veya dekorasyonundan fazlasıyla etkileneceğini düşündüğümüz Agora Meyhanesi 1890’a sık sık uğrarlardı. Sakin bir ortamda çalışmak ve farklı lezzetler tanımak için belki bilgisayarını kapıp Cooklife Balat’a veya 160 yıllık eski bir binada hizmet veren Cafe Fener The Vintage’a gidip, Türk kahvesi eşliğinde yapımcı şirketten gelen maillerini cevaplardı. Belki o kafede, aynı mahallede Camhane adında bir cam atölyesi bulunan Yasemin Aslan Bakiri’yle tanışır ve Fener’deki eski evleri anımsatan bu mekândan, filmlerinde kullanmak üzere sahne malzemeleri seçerdi. Ayrıca iki kızı olan Kazan, Balat Kültür Evi tarafından desteklenen ve sadece kadınların işlettiği Cafe Vodina’yı da tahminen severdi.