Yemek yapma sevdasından ötürü küçükken evden kaçmayı dahi göze alan şef Rüzgâr Sünbül yaptığı yemeklere bir sanatçı edasıyla yaklaşıyor.
ruzgarsunbulgal1
17 yıldır yemek sektörünün içindesiniz. Bu serüven nasıl başladı?
Çocukluğumdan beri yemek yapmayı çok seviyorum. 17 yıl evvel hem yemek aşkından hem de para kazanma ümidi ile bu maceraya başladım. Ustam Kasım Yılmaz beni “hamur gibi yoğurdu” diyebilirim. Alaylı olduğumdan bulaşık yıkayarak, soğan doğrayarak adım adım geldim şu anki durumuma. Marmaris, Ankara ve Adana’da şeflik yaptıktan sonra kendimde bir şeylerin eksik olduğunu hissedince soluğu yurt dışında aldım. Onların yemek kültürlerini de öğrendim. Türkiye’ye dönünce bu adımımın meyvelerini toplamaya başladım. Ünlü sanatçılara yemek danışmanlığı yaptım. Herkesin izlediği bir yemek yarışmasına katılıp ödül aldım. Daha sonra kanallardan teklif geldi ve iki yıl boyunca yemek programı sundum. Rüzgâr Şef Danışmanlık Creative adında hâlâ varlığını sürdüren şirketimi açtım. Aynı zamanda Çanakkale Aşçılar Derneği basın sözcüsü ve Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) üyesiyim.
Eskiden bu kadar fazla rağbet görmüyordu aşçılık mesleği. Artık çoğu genç bu yoldan yürümek istiyor. Üniversitelerde de giderek bu sektör ile ilgili bölümler açılıyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Eskiden aşçılara kız bile vermiyorlardı! Şaka bir yana bu mesleğin maddi açıdan getirisi oldukça iyi. Durum böyle olunca rağbet de arttı ve okullarda bölümler açılmaya başlandı. Gittiğim panellerde öğrencilerin mesleğe aç ve istekli görünmesi beni de mutlu ediyor. Hatta tüm bunların üniversite bölümleri ile sınırlı kalmayıp liselere de sıçramasını istiyorum. Aslına bakarsanız ilkokul mezunu olan çok iyi şefler de var. Fakat bu yüzden üniversitelerde ders veremiyorlar. Bence bu bir ölçüt değil, ders verecek kişiler bu mesleğe yıllarını veren ustalar arasından çıkmalı.