• Boris Vian’ın 1946 yılında yazdığı “Günlerin Köpüğü” kitabı… Her okuyuşumda farklı imgelerle görselleştirdiğim roman. Özellikle anlatım dili ile benim için cesaret ve ilham verici olmuştur.
• Albert Camus’nün, “Bugün annem öldü…” diye başlayan romanı “Yabancı” mı yoksa baş karakteri Meursault mu benim için daha etkileyici karar veremedim. Defalarca okuduğum ve çözümlemeye çalıştığım karakter…
• Düşünürken ve üretirken fado’dan rock’a birçok albüm içeren playlist’lerim arasında en çok tekrar tekrar dinlediğim, kafamın içinde parmağımın hiç değmediği piyanoyu bana çaldıran müzisyen: Fabrizio Paterlini – Veloma.
• Türkiye’de ve dünyada bulunduğum şehirlerde, çağdaş sanat fuarlarını ve güncel sergileri gezmek, üreten sanatçıların yaptıklarına yakından bakmak her zaman ilham aldığım eylemlerden biri olmuştur.
• Alexander McQueen! 2010 yılında kaybettiğimiz tasarımcının hayatı da, işleri de çok etkileyici.
• Yeni sezonunu heyecanla beklediğim Hannibal dizisi, gerek ana karakteri Hannibal Lecter’in karakterini oluşturan zıtlıkların sunumu, gerekse Damien Hirst gibi sanatçıların işlerinden esinlenerek yaratılmış sahneleri ile benim için inanılmaz bir deneyim.
• Kimi zaman sineklerle uçtuğum, kimi zaman okyanus altında balıklara yüzme öğrettiğim rüyalarım…