On parmağında on değil yüzü aşkın marifet var. Belki çoğunuz Bennu Gerede’yi survıvor’da tanıdı ama onun elini atıp da başaramadığı iş yok gibi. Dahası var: Dostluğu bile bağımlılık yaratıyor!
4_0
Bohem bir stilin var. Yaşam tarzın da öyle mi? Sosyal hayatında neler yapmaktan hoşlanırsın?
Gece enteresan bir davet ya da partiye katılmak da beni mutlu eder, Nişantaşı’ndan Bebek’e kadar yağmur altında bisiklete binmek de. Çok renkli ve asla düz yaşamayı sevmeyen, monotonluktan uzak bir insanım. Bohem sayılırım, evet. Yemek davetleri daha hoşuma gidiyor çünkü insanlarla konuşabildiğin için bir şeyler öğrenebiliyorsun. Maalesef insanlar fazla konuşmuyor artık, ya bangır bangır müzik çalıyor ya da içkiyi fazla kaçırmış oluyorlar. Unuttuk artık konuşmayı! Arkadaşlarım ile dışarıya yemeğe çıkmaktan çok hoşlanırım. Bol bol sohbet ediyoruz. Arada mahalle barında güzel bir müzik eşliğinde dans etmeyi de severim. Biraz yaşlandım artık gece hayatı ve diskotekler için ya da eskisi gibi haz vermiyor bana...
Seninle ilgili google’da bir araştırma yaptığımda hakkında çıkan yazılarda mutlaka “sosyetik” lafı geçiyor. Bu senin için doğru bir tanım mı?
Çok sinir bozucu. Bu sıfat öyle bir yerleşti ki adım sosyetik fotoğrafçı diye kaldı. Oysa sosyeteden çok uzak bir insanım, kendi halinde yaşayan, sanat fotoğrafçısıyım! Herhalde Hüsrev Gerede’nin torunu olarak bana “sosyete” lakabını uygun gördü medya! Ne alâka, ben de anlamış değilim.