Tüm zamanların en baştan çıkarıcı parfümü Chanel No. 5’in tarihi, Palaıs de Tokyo Parıs’te sergilenirken, parfümün arkasında yatan kültürü anlamak adına geçmişten günümüze masalsı bir yolculuğa çıktık.
5
SERGİNİN AÇILIŞ GECESİ VE İZLENİMLER
Paris’e geri dönecek olursak serginin açılış gecesine katıldık ve ilginizi çekeceğini düşündüğümüz ünlülerin sergiyle ilgili söylediklerini not ettik. Vanessa Paradis No. 5 ile ilgili enteresan olan şeyin, parfümün bünyesinde barındırdığı hayatlar olduğunu ve günün her saati parfümün üzerinde daha da güzelleştiğini söyledi. Audrey Tautou No. 5 ‘in hâlâ en güzel, en gizemli ve en modern parfüm olduğunu dile getirdi. Anna Mouglas ise sergiyi kastederek tüm o objelerin, fikirlerin arasında yürüyebilmenin büyük bir zenginlik olduğunu ve orada bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Sanatla iç içe gelişen böyle bir hikâyede kendisini bir sanatçı olarak tanımlamayan Coco Chanel’in dünyanın en iyi yönetmenleri ve fotoğrafçılarıyla çalıştığını, sanattan hiçbir zaman uzak olmadığını ve sanatın her zaman tasarımlarının içinde bilinçli veya bilinçsiz olarak yer aldığını söylemekte fayda var. Serginin küratörü Jean-Louis Froment serginin açılışında her ne kadar Chanel’in bir sanatçı olmadığını, sanattan esinlendiğini söylese de bize göre “sanatçının kıymeti yaşarken bilinmez” lafını hatırlamak ve öldükten sonra kendisiyle ilgili sergiler düzenlenen Gabrielle Coco Chanel’in bir sanatçı olduğunu kabul etmek gerekiyor. Sergiyi gezerken öğrendiğimiz ilginç bilgileri de sizinle paylaşalım ve hiç bitmeyecek bu masala şimdilik (nokta değil, çünkü No. 5’e nokta koymak mümkün değil) bir virgül koyalım.