Aranjör, besteci ve prodüktör olarak müzik sektöründe önemli başarılara imza atan İskender Paydaş’ın “Zamansız Şarkılar II” albümündeki tüm şarkılar hit olmaya aday. Hatta biz bu satırları yazarken Tarkan’ın “Hop De” şarkısı çoktan dilden dile dolaşmaya başladı bile. Müzik dünyasının devleri Nazan Öncel, Şebnem Ferah, Sıla, Atiye gibi isimleri bir araya getiren albümle ilgili merak ettiklerimizi İskender Paydaş’a sorduk.

 

Beş yaşında ilk single’ını çıkaran biri olarak 1972’den beri müzik hayatının içindesiniz… Müzikal geçmişinizi biraz anlatabilir misiniz?
O zamanlar sahnede 140 konser verip, iki tane single çıkarsam da pek profesyonel olduğum söylenemez. Sonuçta çocuktum. Babamın yaptığı şarkıları seslendiriyordum. Sonra ilkokul, ortaokul derken, müzik biraz geri plana düştü. Sadece konservatuar eğitimi aldım. O yıllarda arkadaşlarımızla kurduğumuz rock gruplarında çaldım. Profesyonel müziğe 16, 17 yaşında pavyonda, gazinoda çalarak adım attım. Bu yıllar müzisyenliğimi geliştirmemi sağladı. Sonrasında 20’li yaşlarımda aranjörlük ve sahne duruşu noktasında atılımlarım oldu. Zaman içinde kendimi yenilesem de temel aldığım, hiç değiştirmediğim prensiplerim var. Aslında çağdaş kalmamı da hiç vazgeçmediğim bu prensipler sağladı. Sadece müziğime o günün kokusunu ve o günün tadını katıyorum, o kadar…

Mirkelam’ın “Her Gece” şarkısındaki davul solunuz hâlâ hafızalarımızda… Kaç müzik aletini rahatlıkla çalabiliyorsunuz? Beste yaparken bunun faydasını görüyor musunuz?
Davul ve her türlü tuşlu çalgıyı (piyano, org, synthesizer gibi) ana enstrümanım olarak çalıyorum. İdare edecek kadar bas gitar ve gitar çalıyorum. Onları çalarak beste yapmıyorum. Ancak bu enstrümanları çalmayı bildiğim için şarkı yaparken ona göre kurgulama şansım oluyor. Bana beste yaparken en çok kağıt peçete ve kalem yardımcı oluyor zira notalarımı oraya yazabiliyorum. Bir de son zamanlarda cep telefonları kayıt yapma anlamında imdadıma yetişiyor. Aklıma geleni kafamda bitirip mırıldanıyor ve sonra çalıyorum, yani öyle piyano başında pek beste yapmıyorum.

Yaptığınız albümlerde pek çok müzik türünden etkilendiğinizi görmek mümkün. Başta satış olmak üzere kaygılardan uzak bir albüm yapsanız hangi müzik tür ya da türlerini içinde barındırırdı?
Evet, pek çok müzik türünden etkileniyorum; bunları kendi dünya görüşüme göre yorumlayıp, müziğin içine katmaya çalışıyorum. Bu şekilde karşımdaki insana anlatmak istediklerimi daha iyi aktardığıma inanıyorum. Ben farklılıkların birlikte yaşamasını, kontrastları seven bir insanım.  Bu durum biraz İstanbul’a da benziyor. Aynı anda birbirinden çok farklı görüşleri olan hayatların, aynı yerde, uyum içinde yaşamasını müziğe yansıtıyorum. Çok sert davullar, batılı gitarlar, basların üstünde alaturka kemanları birbiriyle taviz vermeden ve yan yana, uyum içerisinde duyurmaya çalışıyorum. Aslında bu albümde kaygılardan uzak bir şarkı yaptım: Yetmez. Beni çok iyi anlatan bir şarkı. Zamansız 1 albümünün son şarkısı Kartal da kaygılardan uzak bir şarkıdır. Şarkılarımda Rock müziğin o net tavrını, o köşeli duruşunu, oryantalliğin getirdiği zarafeti ve klasik müziğin getirdiği asaleti duymayı seviyorum.

Zamansız Şarkılar II albümünün hazırlık aşamasından bize biraz bahsedebilir misiniz?
Bu albümün şarkılarının bazıları Zamansız Şarkılar 1 albümünü yaparken de vardı. Bunlardan bir tanesi Yetmez. Sadece bu şarkının sözleri yoktu daha sonra yazdım. Şebnem Ferah’ın söylediği Hep Karanlık şarkısı da birinci albümde hazırdı. Hiçbir şey Olmaz, Gemiler gibi şarkılar da birinci albüm sırasında çalışılmış ama o an için albüme girmeye hazır olmayan şarkılardı. Tarkan, Nazan Öncel ve Sıla ile yaptığımız şarkıların 1,5-2 yıla uzanan geçmişleri var. Örneğin Sıla ile yaptığımız şarkının ritmi 1,5-2 yıldır vardı. Sıla, bu yıl ona söz yazdı. Öyle son dakika da yaptığımız bir şarkı yok, en yenisi 6-7 aylık şarkılar. Olabildiğince iyi bir sound’la, kendimi olabildiğince iyi bir şekilde yansıtacak bir albüm yapmak istedim. İlk albümde edindiğim tecrübelere dayanarak daha iyi bir albüm yapabilmek için daha çok prodüksiyona ve performansa önem verdik. Bence de iyi yaptık.

Albümde Nazan Öncel, Şebnem Ferah, Sıla, Atiye gibi pek çok ünlü isim yer alıyor. Bir albümde bu kadar çok önemli ismi toplamak zor olmadı mı?
Böyle bir albüm yapmak için kapı kapı gezerseniz biraz zor olabilir. Bu noktada bahsettiğimiz isimler zaten yıllar içerisinde birlikte çalıştığımız, beraber müzik yapmaktan hoşlandığımız kişilerdi. Bunu, bu albüme de taşımaya karar verdiğimizde belki de bu yüzden benim teklifime hiç düşünmeden “evet” dediler ve ortaya iyi bir müzik çıkacağına onlar da inandı. Üstelik benimle çalıştıklarında kendi albümlerinde yapmadıkları ama hep denemek istedikleri şeyleri, rahatlıkla gerçekleştirebileceklerini biliyorlardı. Hepsi çok değerli şarkıcılar, hepsi çok değerli besteciler ve söz yazarları, burada birlikte biraz daha farklı, biraz daha benim tarzıma yakın müzikler ortaya çıkardık. Bunu bildikleri için de sanıyorum fazla düşünmeden kabul ettiler, iyi de yaptılar, sağ olsunlar…

Albümün en önemli sürprizlerinden biri de Tarkan’ın söz ve müziği kendisine ait olan “Hop De” şarkısı… Bu şarkı hakkında okurlarımızı biraz aydınlatabilir misiniz?
Tarkan’ın yeni albümü için bu kış çok sıkı çalıştık ve birlikte dokuz tane şarkı besteledik. Bu esnada Tarkan, “Senin albümde şöyle bir şarkıyla yer alsam ne güzel olur değil mi?” diye geldi. Bu da beni çok mutlu etti. Tarkan bu şarkıyı daha önce yapmış, demolarını hazırlamış, albümü için düşünürken daha sonra benim albümüme girmesine karar vermiş. İşte ondan sonra oturup aranjmanını birlikte yaptık. Burada fazla synthesizer’lara girmeden gitarla, davulla daha organik ve daha dinamik bir şarkı ortaya çıkarmaya çalıştık. Bunu başardığımızı düşünüyorum, tepkiler de o yönde zaten.

Türk pop müziğine kazandırdığınız birçok unutulmaz şarkı var. Yeni albümünüzden beklentileriniz neler?
Buradan birkaç tane hit çıkacağına inanıyorum. Uzun solukta diğerler şarkıların da dinlenileceğini düşünüyorum. Tolga Burkay’ın bu albümde sakin ve derinden gelen çok güzel bir şarkısı var. Yine Emre Tokay’ın da çok güzel bir şarkısı var. Önümüzdeki yıllarda bu isimleri çok daha fazla duyacağız. Nazan Öncel’in “Zıt Kutuplar”ı, Sıla’nın “Haşa” şarkısı da bu albümü rahatlıkla yapmamı sağlayan nedenler arasındaydı. Kayahan’ın bestelediği “Hep Karanlık” zaten zamansız bir şarkıydı, Şebnem Ferah’ın yorumuyla bambaşka bir noktaya taşındı. Bu şarkıların hepsinin kalıcı olduğuna inanıyorum, inşallah zaman da beni yanıltmaz.