Zeynep Fadıllıoğlu, Türkiye’de mimarlık alanında öncülük yaparken birbirinden enteresan projelere imza atıyor.
zeynepfadillioglugal1
Mobilya koleksiyonunuzdan başlayalım. Mobilya tasarlarken nelere önem veriyorsunuz, nelerden ilham alıyorsunuz?
İnsanlar artık evlerinde farklı parçalar kullanmak istiyor. Evlerinin tamamını bir mimara yaptırmak yerine, kendi zevkini yansıtan birkaç parçaya yer vermeyi tercih ediyorlar. Biz de bu fikre ayak uydurmak adına zamanı aşan ama aynı zamanda bize ait çizgisi olan mobilyalar tasarlıyoruz. Zeynep Fadıllıoğlu tasarımları İstanbul kültürünü yansıtıyor. İstanbul, doğu ve batı kültürlerinin doğal bir şekilde birleştiği ve bu birleşimin sonucu olarak hem güzelliğin hem de kaosun fiziki olarak yaşandığı bir yer. Çizgi olarak bunu vurguluyoruz. Örneğin “Sır” adını taşıyan bir sandık tasarımımız var. Bu hem puf özelliği taşıyor hem de sehpa. Duvara yasladığınızda ise kanepe olarak kullanılabiliyor. Benim tasarım anlayışımda işlevsellik ön planda. Ardından estetik, en iyi kalitede tamamlamak ve “o insana özel yapılmış” hissini yaratabilmek geliyor.
*Türkiye’de puf olarak adlandırdığımız mobilyanın dünyadaki adı “Ottoman”. Bu isim Osmanlı dönemindeki sedirlerden geliyor.
Ürünlerinizi tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz?
Tasarımlarımın yansıttığı gibi İstanbul’un kendisinden, Selçuklu, Osmanlı, Bizans ve Anadolu Medeniyetleri kültürlerinden, doğadan, içinde yaşadığımız çağ ve sinemadan... Aslında baktığım her şeyden. Sizle konuşurken üzerinizdeki bluzun dokusu ve rengi bile bana ilham verebiliyor. Benim için dokular en az formlar kadar önemlidir.