Kirsten Dunst, Tilda Swinton, Andrew Dominik’i de unutmamak gerek. Bu yıl da yine böyle yıldız isimler yer alıyor mu? 2015 festivali konusunda heyecan duyduğunuz noktalar var mı?
2015 için de hayli heyecanlıyız. Festival her sene temposunu korumayı başarıyor. Bu sene de herkesi etkileyecek sürpriz isimlerimiz var. Temamız “Sanat ve Kültürde Gerçekçilik Üzerine Diyaloglar”. Bu sene festival katılımcıları ile onların kendi gerçekçilik algılarından ziyaretçilerin algısına kadar uzanan bir perspektifte içeriğin nasıl etkilendiğine odaklanacağız. Ürettiği işlerde gerçekçilik prensibiyle hareket eden sanatçıları İstanbul’da bir araya getirerek, çağdaş zamanların kimliğini araştırmaya, sanat ve kültürde özgünlüğü sağlamanın yeni yollarını kavramaya odaklanacağız.
Beş yıl içinde festivalden zihninize kazınan bir hikâye var mı?
Festival kapsamında gerçekleştirilen her panel ve etkinlik geride çok önemli izler bıraktı. 2010 yılındaki katılımcılarımızı Fener Rum Patrikhanesi’ne götürdüğümüz zaman onların nasıl etkilendiği; Courtney Love’ın Tophane-i Amire’de gerçekleştirdiği konuşmasında Türkiye’deki fanlarının yarattığı enerji ve panelin çıkışındaki mutlulukları; bu toprakların yetiştirdiği en önemli düşünürlerden biri olan Ruhi Su’yu anma yılına denk gelen panellerimiz sırasında duygulandığım anları unutmam mümkün değil. O kadar çok anı kaldı ki, gerçekten içlerinden seçim yapmak mümkün değil. Bir de beni en çok etkileyen dünyanın gelmiş geçmiş en önemli düşünce insanlarından biri olan Gore Vidal’in tekerlekli sandalyede olmasına karşın festivalimize katılması oldu. Ne üzücüdür ki, kendisini festivalden kısa bir süre sonra kaybettik. Festivalin ilham verici olması benim için çok anlamlı.
Festivalden uzaklaşacak olursak… Art Basel, Miami gibi dünyanın en popüler çağdaş sanat fuarlarını da takip ediyorsunuz. Daha önce burada Art International’la bir işbirliği içindeydiniz. İstanbul’da da yükselmekte olan bir sanat alanı mevcut. Sanatı nasıl algılıyoruz sizce?
Globalleşen dünyada, var olan kültür merkezleri de ister istemez eski düzeni sorgulamaya başlıyor ve yer değiştiriyor. Biz, İstanbul’un dünyada var olan ve yeni olarak nitelendirilen kültür ve sanat merkezlerinden biri olduğunu düşünüyoruz. İşte bu yüzden, hem şehrimizin kültürel ruhunu ve zenginliğini dünyaya açma hem de uluslararası alandaki kültür ve sanat dünyasının en iyi örneklerini İstanbul’a taşıma konusunda büyük emek gösteriyoruz. İSTANBUL’74’ün ve Türkiye’nin en önemli ve en büyük kültür ve sanat organizasyonlarından biri olan İstanbul Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali- İST. Festival ile de bu algıyı pekiştirmeye devam ediyoruz.