Kökleri 1867’ye dayanan, Bursa Heykel’de ‘Tarihi küçük mavi dükkân’ olarak bilinen ve bölgeye gelen turistlerin uğrak noktalarından İskender, 150 yıllık hikâyesini İstanbul’a taşıdı.
TÜRK MUTFAĞININ VAZGEÇİLMEZLERİ
Nişantaşı Şakayık Sokak’ta açılan şubesiyle İskender, Bursa’nın en ünlü lezzetini İstanbul’daki misafirleriyle paylaşıyor. Mekânın menüsünde Türk mutfağı denildiğinde ilk akla gelen lezzetlerden döner kebap (namıdiğer İskender kebap) dikkat çekiyor. Tadını ise tamamen ailenin özel pişirme tekniklerinden ve her biri özenle seçilen malzemelerinden alıyor. İskender’in reçetesinde pide, tereyağı, sos, yoğurt, domates ve yeşilbiberlerin tümü, muntazam bir biçimde bir araya gelmiş ve tadı damakta kalacak bir döner kebap (33.50 TL) ortaya çıkmış. Döner kebabın yegâne eşlikçisi ise kuru üzümlerden hazırlanan ve Osmanlı’dan günümüze kadar uzanan lezzetiyle öne çıkan şıra (5.50 TL). Döner kebap ve şıradan oluşan ana yemeğinizi ise özel yapım sütlü tel kadayıf ile (9 TL) taçlandırmanızı muhakkak öneririz.
ÖKLÜ TARİHE MODERN DOKUNUŞLAR
Mekânın iç dekorasyonu, oldukça rahat ve samimi bir atmosfere sahip. Uzun zamandır mimar Mahmut Anlar ile birlikte çalışan aile, İskender’in tarihi dokusundan aldıkları ilhamı, metropol yaşamı ve modern dokunuşlarla harmanlamayı tercih etmiş. Ahşabın ön planda olduğu dış mekân tasarımını, modern aydınlatmalar ve cam efektleri tamamlıyor. Mekânın duvarlarında ise Cevat İskenderoğlu’nun koleksiyonuna ait, el işi antika tabaklar sergileniyor. İskender’in dünden bugüne ikonik dönemlerine ve önemli anlarına da duvarlara yerleştirilen fotoğraflardan tanık olmanız mümkün.
TARİHE IŞIK TUTUYOR
İskender, Bursa’nın mihenk taşlarından biri olarak anılıyor; hikâyesi ise markanın kaynağı olan Bursalı İskenderoğlu ailesine dayanıyor. İskender Efendi’nin bundan hemen hemen iki asır önce ortaya çıkardığı lezzet, kısa zaman içerisinde önce Bursa’yı sonra da diğer illeri etkisi altına almış. Mekân, hem mutfağındaki hüneri hem de tarihe kaynaklık eden öyküsü ile misafirlerine benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Şimdilerde ise ailenin üçüncü kuşağı, bu gastronomik kültürü başarıyla günümüze taşıyor.