Yan komşunuzun sizi tanıdığı, pazara giderken seslendiği, ikramda bulunduğu bir semtte yaşamaya ne dersiniz? Cevabınızı duyar gibiyiz. O zaman sizi zamanın adeta geçmişteki gibi aktığı Balat sokaklarında kısa bir gezintiye davet ediyoruz.
balat02_0
“BİR TEKNE KİRALAYIP HALİÇ’TE GEZİYORUZ”
Biraz soluklanmak için Balat Kültür Evi’nin yanındaki Vodina Cafe’ye oturuyorum. Güler yüzüyle Meltem Açıkel karşılıyor beni. 2010 yılında açılan Balat Kültür Evi’nin işletmecisi ya da kendi tabiriyle “annesi” olan Meltem Açıkel, yaklaşık üç yıldır burada. 2,5 yıldır da Balat’ta yaşadığını anlatan Açıkel, Ortaköy’den Balat’a taşınmış. Kültür Evi’nde ekonomik durumu iyi olmayan kadınların iş ve meslek sahibi olması için çalışıyorlar. Mutfak atölyesini hayata geçirdiklerini anlatıyor Açıkel: “Bu bölgede oturan hanımlar bizim mutfak atölyemizde çalışıyor. Hem emeklerinin karşılığını alıyorlar hem de profesyonel mutfakta nasıl çalışılır onu öğreniyorlar.” Evin hemen bitişiğinde bulunan Vodina Cafe’de kadınların ürettiği yemekler satışa sunuluyor. Ayrıca ilköğretim ve okul öncesi seviyesindeki çocuklara gönüllü öğretmenler ücretsiz dersler veriyor. Çocuklar derste olduğu esnada da kadın doğum doktoru, avukat, pedagog gibi uzmanlar, annelerle sohbet ediyor. Açıkel, Ortaköy’den Balat’a taşındığı için çok mutlu. Çocukluğunda yaşadığı komşulukları Balat’ta yeniden yaşamaya başladığını söylüyor. Ayrıca Balat’ın Ortaköy’den daha güvenli olduğunu da şöyle anlatıyor: “Yan komşun tanıyor seni, Ayşe teyze pazara giderken sesleniyor, sahurda hoşaf yapan biri camına vurup hoşaf ikram ediyor. Esnaf da aynı şekilde, sizi tanıyıp severlerse, içlerine alıyorlar. Gecenin 03.00’ünde ‘başıma bir şey mi gelecek’ endişesiyle gelmiyorsun buraya.” Açıkel, öyle güzel bir şey söylüyor ki İstanbul’da böyle bir şey yapabildikleri için kıskanıyor insan: “Sahilde bir tekne var, onu kiralayıp Haliç’te gezintiye çıkıyoruz.”