Sergisiyle gündemde değil, çünkü açık bir sergisi yok, sanat piyasası onun peşinden koşmuyor, çünkü böyle bir talebi yok… Henüz! Peki, ne var? Çalışmalarına yansıyan hüznün ve alttan alta huzursuz eden dehşetin gerçekliği var. Samimiyeti var, ustalığı var, derinliğini eserlerine yansıtabilme yeteneği var. Didem Erbaş’ın eserlerini mutlaka görmelisiniz.

 

didem_2-kopya

Image 3 of 6

Yüzü olmayan insanlar ve özellikle yüzü olmayan çocuklar, dehşet ve hüzün duygularını birlikte hissettiriyor bana. Yüzlerini gösterdiğin zaman ise kullandığın renklerle yaratıyorsun bu kez dehşeti. Çocukluğu bu şekilde ifade etmen geçmişi kayıp, bugünü belirsiz ve geleceği de umutsuz bulduğun anlamına mı geliyor?

“Vicious Circle”, “Obstacle” ve “Discipline”de (ve de ona benzer olan “Untitled”) ele aldığım şeyler genel olarak, gündelik yaşam doğrultusunda toplumun bize vermiş-dayatmış olduğu baskılar üzerinden bir tanımlama diyebilirim. Yani mesela “Discipline”, çocukluğumuzda zorla takılan yakalar, kurdelelerle sıkı sıkıya örülen saçlar, zorla giydirilen siyah önlükler ve zorunlu bir toplu fotoğraf çekme hali. Aslında bunlar şu an düşündüğümde çok güzel hatıralar gibi geliyor, oysa o yıllarda, yaşadığım her an bir “işkence” gibi gelirdi!