Pizzeria Ulus’un bu hashtag’i kullanmasının bir sebebi var. Onlar, insanları doyurmayı değil, pizzalarından zevk almasını istiyor.
Çok gezmeyi, yemek yapmayı ve yemeyi seven, uzun yıllar yeme-içme sektöründe çalışmış iki ortağın kurduğu Pizzeria Ulus, şehrin buram buram İtalya kokan en yeni pizzacısı. Ulus’ta minicik bir dükkânda açılmış olsa da, enerjinin mekânın küçüklüğünde kaybolmasından ziyade pizzaların lezzeti ve kalitesine yönelmiş olduğunu görebiliyorsunuz. İçerideki taş fırın, İtalya’dan özel olarak getirilmiş. Pizza hamurlarında sızma zeytinyağı ve en kaliteli malzemeler kullanılıyor. Şarküteri ürünleri Şütte’den alınıyor. Asıl amacı ise İstanbullular’ın dışarıda yedikleri pizzayı, evlerinin rahat ortamında, keyifle tüketebilmeleri. Bu yüzden de paket servise büyük önem veriyorlar. Yemek Sepeti’ndeki nadir 10 tam puan alan restoranlardan biri olduklarına bakılırsa, amaçlarına ulaştıklarını söyleyebiliriz.
1 Haziran’da açılan Pizzeria Ulus, kısa sürede bir takipçi kitlesi kazanmayı başarmış. Bu başarının sırrı, eskiden La Maison Hotel’in işletmeciliğini de yapan, Türkiye ve dünyada önemli mekânlarla, şeflerle birlikte çalışan Cengiz Acungüç’e ve Cenk Kıran’a ait. Cenk Kıran’ın bir de dijital reklam ajansı var; ayrıca Pizzeria Ulus’un pazarlama ve sosyal medya işleriyle de kendisi ilgileniyor.
Pizzeria Ulus’un çapı 30 – 32 cm arasında değişen tek boy pizzaları, insana İtalya’da yediklerini anımsatıyor. Menü şimdilik çok geniş değil, ancak o kadar zengin tarifler var ki, hiçbir şeyin eksikliğini hissetmiyorsunuz. Margherita ve Eti Bol, en çok satan pizzalardan. Ayrıca farklı bir tada sahip olan somon füme & rezene de her geçen gün müdavimleri arasına bir yenisini eklemeyi başarıyor.