Karaköy’ün orta yerindeki Fransız Geçidi’yle komşu konsept mağaza Brandzoo’yu açılış tarihi sebebiyle belki şehrin yenisi olarak gösteremeyiz. Ancak sürekli yenilediği markaları ve değişen tasarımıyla kendini “taze” tutmasını da biliyor. Brandzoo tıpkı İstanbul gibi.
brandzoogal1
Ortamı ve dekorasyonu tamamlayan eşyalar ise raflarda sergilenen ürünlerden farksız, yani satıştalar. Bu yüzden her bir ürün satıldığında mekânın dekorasyonu da yeniden değişiyor. Ürünler ise geleneksel Türk motiflerinden vintage koleksiyonlara, son teknoloji aletlerden el yapımı kıyafetlere kadar uzanıyor.
Kahyaoğlu bir araya geliş hikâyelerini şu şekilde anlatıyor: “Her birimiz internetten satış yapıyorduk. Bu sırada tasarımsal her şeyin bir arada sunulduğu bir mekânın olmadığı aklımıza geldi. İnsanlara değişik bir alışveriş deneyimi yaşatma tutkusu dört bir yanımızı sarınca da bu işe el atmaya karar verdik. Brandzoo’nun kurulum aşamasında ise bizimle aynı ruhu paylaşmak isteyen değişik tasarım markalarıyla bir araya gelerek burayı yarattık.”
Hedefleri ise müşterilerine keyifli bir ortam sunmak ve Brandzoo tecrübesi yaşatmak. Peki, nedir bu tecrübe? Kendilerini ziyarete gelenlerle birebir iletişim halindeler. Ürünlerde kullanılan malzemelerden fiyatlarına kadar birçok konuda sorular sormaları ve yorumları önemsemeleri müşteri odaklı çalıştıklarının göstergesi.
Mağazanın dört farklı katı ise bizi farklı modlara sokuyor. Girişte bizleri sanatçıların çizdiği tişörtler karşılarken bir üst kat masal dünyasını anımsatıyor. Rengârenk bebekler ve dekorasyon Prenses Günlükleri’ni çağrıştırıyor. Kitap köşesi kütüphane kültürüne vurgu yaparken Oh Seven Days ve Freak Is The New Black gibi markaların sergilendiği kat çok daha “cool” bir öykü anlatıyor.