Şehrin tarihini adeta değiştiren haşmetli Etna Yanardağı’nın eteklerinde yer alan Katanya, Akdeniz ruhunun ve lezzetlerinin tadını çıkarmak isteyenler için Sicilya’nın en güzel şehirlerinden biri.
Yazı ve Fotoğraflar: Çiler Geçici
Katanya, Akdeniz’in en büyük adası olan Sicilya’nın doğu kıyısında yer alıyor. Çok sevdiğim Palermo’dan sonra Sicilya’nın ikinci büyük adası. Yıllardır ara ara patlayıp lav püskürten Etna Yanardağı’nın eteklerinde kurulmuş olan bu şehir, beni Sicilya’da gezip gördüğüm birçok şehirden daha çok etkiledi. Katanya’ya 29 kilometre uzaklıktaki Etna’nın 1669 yılındaki patlaması, lav akıntıları ve büyük deprem sonucu şehir yerle bir olmuş. 20 bin kadar kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi evsiz kalmış ve şehir adeta küllerinden yeniden doğup inşa edilmiş. Etna’ya doğru çıkarken lavların yuttuğu evlerden bazılarını hâlâ görebiliyorsunuz, oldukça acıklı. Anlamadığım konu ise şehir sakinlerinin yanardağa yakın, oldukça güzel evlerde hâlâ korkmadan yaşıyor olması. Ben, sürekli kafamıza lavlar yağdı yağacak korkusuyla orada yaşayamazdım sanırım. Etna, Avrupa’nın halen aktif olan en büyük yanardağı. Bize anlatılanlara göre, Etna’nın lavları püskürtmesi sonucunda etrafa yayılanlar bir tür gübre etkisi yaratıyor; orada yetişen sebze ve meyveler inanılmaz lezzetli. Sicilya’da zaten ne yeseniz lezzetli demeden de geçmeyeyim.
GÖRKEMLİ VE TEHLİKELİ ETNA
Eski Yunanca ismi Aitne ve Roma dilinde Aetna olan yanardağ, deniz seviyesinden 3308 metre yükseklikte bulunuyor. 2013’te Unesco Dünya Mirası Listesi’ne eklenen Etna’ya kendi aracınızla ya da tur otobüsleriyle belli bir yüksekliğe kadar çıkabiliyorsunuz. İndiğiniz yerde bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir kafe bulunuyor. Etna’ya çıkarken mutlaka üstünüz başınız korunaklı olsun. 2000 metre civarında yürüyeceğiniz için rüzgâr ve soğuk hava sizi üzebilir. Oksijen azlığının tehlike yaratıyor olması nedeniyle bu yüksekliğin daha üstüne sadece rehber eşliğinde çıkabiliyorsunuz.
AKDENİZ SAMİMİYETİ
Katanya’yı sevmemde, şehre ilk ulaştığımızda içinden geçtiğimiz Perscheria denilen balık pazarının etkisi büyüktür herhalde. Şehrin yaşlılarının bastonlarıyla pazarda gezip alışveriş yapması, balıkçıların bas bas bağırıp etraftakilerle gülüşüp eğlenmesi, Katanya’ya ilk görüşte vurulmamı sağlamış olabilir. Güney İtalya’yı tam olarak anlamak için Katanya’da birkaç gün geçirmeniz yeterli. Ayrıca bu şehri, toplu taşıma ya da özel araçlarla değil, yürüyerek keşfetmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Yüzlerce yıllık binaların olduğu sokaklarda dolaşırken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.
KEŞİF TURU
Alışveriş yapmak için Piazza Duomo ve devamındaki caddelerde bütün markaları bulabilirsiniz. Şehrin en büyük katedrali Cattedrale di Sant’Agata ve Katanya şehrinin sembolü olan fil heykelli çeşme Fontana dell’Elefante yine Piazza Duomo’da bulunuyor. Alışveriş yapabileceğiniz anacaddelerden bir diğeri ise Via Etnea. Bu bölgede çok keyifli restoran ve kafeler bulup mola verebilirsiniz ama en önemlisi, şehrin ve bu caddenin tam ortasında Etna’nın yakıp kül ettiği Katanya’nın altındaki şehrin kalıntılarını görebiliyor olmanız. Roma Tiyatrosu kalıntıları, size Etna’nın yok ettiği şehrin geçmişinin sanki asla unutulmaması gerektiğini sürekli hatırlatıyor. Via Etnea’nın en sonunda ise Bellini Bahçeleri’ne ulaşıyorsunuz. Biz yürümekten yorulduğumuz zamanlarda, bu çok güzel yerde bol bol vakit geçirip soluklandık.
CIVIL CIVIL AKŞAMLAR
Akşamları ve özellikle de hafta sonları Piazza Bellini civarındaki kafe ve restoranlar dolup taşıyor. İtalyanların akşam yemeklerini epey geç yediklerini hatırlatmakta fayda var. Bu yüzden akşam yemeği için tercih ettiğiniz restorana önden rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Turistler, üniversite öğrencileri ve şehrin sakinleriyle akşamları restoran ve kafeler oldukça kalabalık oluyor.