Karanlık Korkusu’na Dair
– Karanlıktan kaçarken ışığın içinde kör oluş…
– Her reddediş çabasının itaat edilmesi gereken bir komuta dönüşmesi…
– Her atılan adımın hemen ardından bunun sistem tarafından, sistemi işleten kurallardan biri haline getirilmesi…
– Olup biteni şimdiki zamanda (ve gerçek zamanda) yöneten ve giderek tanıdık olan ve bir süre sonra da onlarsız hareket dahi edilemeyen komutlar, kodlar, simgeler…
– Sistemin dili…
– Maruz kalış… öğreniş… dönüşüm…
Yazar ve Yönetmenin Notlarından
Karanlık Korkusu oyuncuların gerçek zamanda maruz kaldıkları “oyun” kuralları ile şekillenen eğlenceli ama bir o kadar da zorlayıcı bir sahne aksiyonu içinde var olma mücadelesi verdikleri ve oyun alanının adeta bir simülasyon odasına dönüştüğü bir sahneleme düzeni içinde ifade ediyor. Oynanan oyunun ve kurallarının, gerçek zamanda öğrenilmesi süreci hem oyuncu hem de seyirci için eş zamanlı bir deneyim gerçekleştirir.
Oyunun müziği, sahne aksiyonunun oluşum sürecine bağlı olarak kompoze edilmiş olmasına karşın, performans sırasında sahne aksiyonunu manipüle ediyor ve sahne aksiyonunun bizatihi kendisinin şimdiki zamandaki en temel varlık koşullarından biri haline geliyor.
Beş rol kişisi, aynı koşullarda farklı tepkiler vererek var olmaya çalışıyorlar. Beş oyun kişisinin monologları belli bir matris düzeninde iç içe geçiyor. Bu beş monologu hem simultane hem de süperpoze (hem yan yana hem de üst üste) var edecek şekilde örülmüş konuşma örgüsü, sistem içindeki çağdaş kentli insanı ifade eden bir tek ana karakterin monologunu oluşturulyor.
Şahika Tekand’ın kendi yöntemine de ironik bir yaklaşım sergilediği Karanlık Korkusu, en doğal insan hareket ve tepkilerinden en soyut sonuca varmayı hedefleyen bir sahneleme düzeni içinde gerçekleşiyor.
Studio Oyuncuları Sahnesi , Nişantaşı
24 – 31 Mart 2014, 21:00