Souq’ta bağımsız kurumlar da karşımıza çıkıyor, markalar da. Her ikisi arasında bir denge olmasına dikkat ediyor musunuz?
Büyük markalar olunca bir iki taneyi geçmemeye çalışıyoruz. Çok fazla markalı görünmesin diye. Bizim de burayı döndürebilmemiz için markalarla çalışmaya ihtiyacımız var. İnsanlar bazen gelip “Hmm bu marka ha?” gibi tepkiler veriyor ama az önce söylediğim sebepten ötürü bunu yapmamız gerekiyor.
Gazete ve dergilerde de çalıştınız. Bu tecrübeler Souq’u hazırlarken size nasıl yardımcı oluyor?
Her anlamda yardımcı oluyor diyebilirim. Tema fikri de oradan geliyor. Aynı zamanda tam bir araştırma manyağıyım; haftada 20 – 30 talep geliyorsa bunları teker teker instagram’dan arayıp buluyorum. Araştırma, kafanın sürekli yeni bir şeyi keşfetmeye programlı olması, çok yardımcı oluyor. Bir de tanıtım olarak çok yardımcı oluyor çünkü zamanında masanın öbür tarafında da oturduğum için nelerin haber niteliği taşıdığını bilebiliyorum.
Souq daha fazla nasıl büyür, ne gibi yenilikler bizi bekliyor?
Daha büyümesini istiyor muyum bilmiyorum. Bence en büyük hali her hafta olması zaten. Mekân büyümedikçe Souq’un büyümesi biraz zor. Ayrıca henüz çok amatörüz ve bu ruhun kalmasını istiyoruz. Mesela sponsor almıyoruz hiçbir şekilde. Ben ekip olup yaka kartıyla bu işi yapmak istemiyorum. Ayrıca bunun üç katı bir yer olsa istemediğim şeyleri de koymak zorunda kalabilirim, o yüzden bu butik hali benim için daha iyi. Şehir dışında yaptık mesela Bodrum ve Ankara’da. Fakat Ramazan’dan sonra şöyle bir düşüncemiz var: Night shopping. Daha akşama doğru saat 15.00’te başlayıp 22.30 – 23.00 arasında bitirdikten sonra topluca başka bir mekana geçmek gibi…