Şehirden çıkarken İtalyan arkadaşım bir yazı gösteriyor.  Anlamı şu: “Amalfi’de yaşayanlar için kıyamet günü bir şey ifade etmeyecek. Zaten cennette yaşadıklarından onlar için sıradan bir gün olacak”

seyahatgal3

Image 4 of 4

İTALYA’NIN ESAS OĞLANI
Zihnimdeki İtalya’ya dair çoğu imgenin aslında Güney İtalya’ya ait olduğunu ve burada toplandığını fark ettiğim veda gününe uyanıyorum. Daracık sokaklardan hızla geçen Vespa’lar, birbirine yakın evler arasında asılı çamaşırlar, masaya her oturuşta birbirinden lezzetli İtalyan yemeklerinin servis edileceğinden emin olmak, muhteşem manzaralar, masmavi berrak bir deniz, dimdik kıyılar… Bunların bir kısmı İtalya’nın diğer şehirlerinde de yakalanabilecek olağan görüntüler ama yine de en çok güneye yakışıyor. Ne burnundan kıl aldırmayan Milano’ya, ne soylu ve turistik Floransa’ya, ne de Ortaçağ film setini andıran Siena’ya. İtalya’nın “esas oğlanı” kesinlikle Napoli ve en nefes kesici manzaraları da Napoli Körfezi sunuyor.Napoli ne kadar sert, sıkı, kavgacı bir İtalyan oğlansa, Amalfi kıyıları boyunca uzanan Sorrento, Positano, Amalfi de bir o kadar yumuşak başlı ve insanı sarıp sarmalayan atmosfere sahip. Napoli de aslında sert görünmek için çabalayan, kalbi didişmekten ve gücünü ispatlamaktan katılaşmış, var olması için kavga etmesi şart olan ama kendisi olabildiği anlarda centilmen ve romantik bir güneyli. Hepsi birden aklımı başımdan alan bu şehir ve kasabalar, beni tam bir sene sonra İstanbul’da her şeyin sıradan göründüğü bir bahar sabahında içtiğim Türk kahvesinin kokusunda tekrar yakalıyor. Hepsi de tüm canlılıklarıyla zihnimde beliriyor ve ben, burnuma dolan limon kokusu gerçek mi hayal mi, ayırt edemiyorum.