deniz-ova

DENİZ OVA
İSTANBUL TASARIM BİENALİ DİREKTÖRÜ
Düzen ve insanlar değişiyor. 3. İstanbul Tasarım Bienali’nde yeni kalabalıklara ve izleyici kitlesine ulaşmak için ne gibi planlarınız var?
Hayal etmediğimiz alanlarda ve dünyanın farklı katmanlarında tasarımın nasıl var olduğunu, insanların ve gezegenin zaman içinde tasarım ile olan ilişkisini anlatan bir bienal bizi bekliyor. Bienalde iki saniyeden son 200.000 yıla kadar geçen süreci okuyoruz ve bir bakıma bu değişimin yanıtlarını arıyoruz. Bu yüzden seyirciler cevap bulmak yerine belki de daha çok soru işareti ile sergiden çıkıp tasarım kavramını tekrar düşünmeye, gezegene ve insanlara farklı bakmaya başlayacak. Bu açılımla bienal, cevaplar vermekten çok sorular soracak. Zira yaşamın, zamanın, bedenin ve gezegenin tasarımı proje kümeleri altında farklı kitleleri etkileyebilecek ve düşündürebilecek projeler var. Seyirci, serginin içinde göreceği projelerin bir parçası haline geliyor. 3. İstanbul Tasarım Bienali hayatın her alanından insanı geçmişiyle ve geleceğiyle buluşturmaya hazır diyebilirim. Özellikle son iki saniyeyi düşünürsek, seyircilerimizi Bienalin bir parçası haline getirmek üzere bir kampanyamız olacak.

Yeni medya tasarıma sizce nasıl katkıda bulunuyor?
Tema metninde küratörlerimiz Beatriz Colomina ve Mark Wigley’nin dediği gibi her şeyin tasarlandığı bir devirde yaşıyoruz: Büyük bir özenle şekillendirdiğimiz kişisel görünümümüz ve dijital kimliğimiz, bizi çevreleyen kişisel cihazlar, yeni maddeler, ara-yüzler, ağlar, sistemler, altyapılar, veriler, kimyasallar, organizmalar ve genetik kodların hepsi tasarlanıyor. Her şeyin kayıt altına alındığı bir zamandayız: Bir kişi bir anı telefonuna kaydetmezse, sosyal medyada o an orada olduğunu duyurmazsa, o anın aslında yaşanmamış olacağını düşünüyor. Bu da yeni medyada yeni mecralar ve formatların doğmasına sebep oldu. Böylece bir yandan her bireyin bir sanatçı, tasarımcı ve katılımcı olma ihtimali de gündeme gelmiş oldu.

200.000 yıl önce tasarlanan insanla, günümüzde tasarlanan insan arasında elbette farklılıklar var. Ama konu tasarım olunca ortak paydamız ne sizce?
200.000 yıl önceki insan da günümüz insanı da tasarımı kullanarak bedeniyle, gezegenle, hayatla ve zamanla bir ilişki kuruyor. Bienalin yanıtladığı sorulardan biri de aslında bu olacak.

Paylaştığınız kavramsal metinde “Nefes alma ve düşünme alanı yaratmak istiyoruz” diyorsunuz. Küratöler ise şöyle bir cümle sarf ediyordu: “Tasarım, insanın kabiliyet alanını genişletir.” Bu noktalardan bakacak olursak biraz daha spesifik olarak bienalden ne beklemeliyiz?
Bienal cevaplar vermekten çok sorular soracak. Bu yüzden seyircilerimiz keyifli bir vakit geçirmiş, değişik bir sergi deneyimi yaşamış, eğlenmiş ama düşünerek sergiden ayrılacaklar. Bienal izleyicileri mutlaka “İyi ki bu bienali kaçırmadım!” diyecektir. Geçmiş edisyonlarda olduğu gibi 3. İstanbul Tasarım Bienali, sergilerin yanı sıra dört hafta boyunca İstanbul genelinde farklı bölgelere yayılacak; özel projeler ve etkinliklerle gündelik hayatın da içine sızarak İstanbul’u bir tasarım kentine dönüştürecek. İnternet sitemizden, sosyal medyadan panel, atölye ve diğer programlarımızı takip edin. 3. İstanbul Bienali sergilerinin ücretsiz olarak gezilebileceğini de hatırlatalım.

Noktaları birkaç cümleyle tamamlayacak olsaydınız;
Cep telefonu… Hâlâ en önemli iletişim aracı olmakla beraber hayatımızı ve zamanımızı tasarladığımız vazgeçilmez, anestezik bir tasarım objesi.

1 2 3 4 5