Fotoğrafçılığa meraklıysanız x-ist Galeri’deki “Helsinki Fotoğraf Okulu İstanbul’da” başlıklı sergi eşsiz fırsatlar sunuyor.
Çağdaş fotoğraf sanatında, öncü ve yenilikçi eğitim modeline sahip olan Helsinki Fotoğraf Okulu’nu daha yakından tanımak isteyenler için x-ist Galeri, 29 Mayıs – 6 Eylül tarihleri arasında “Helsinki Fotoğraf Okulu İstanbul’da” başlıklı sergi ile fotoğraf alanında Türkiye’de bir ilke imza atıyor ve eşsiz bir fırsat yaratıyor.
Timothy Persons’un küratörlüğünde gerçekleşecek olan sergide Helsinki Okulu’nun dünya çapında tanınan isimlerinden Anni Leppäla, Joakim Eskildsen, Saana Wang, Sandra Kantanen ve Pertti Kekarainen’in yapıtları yer alıyor. Persons ile Helsinki ekolü, İstanbul ve bu heyecan verici sergi üzerine konuşma fırsatı yakaladık.
İstanbul, genellikle kültürel mozaik olarak tanımlanır ama siz mozaik yerine kaleydoskop kelimesini kullanmışsınız. Bunun özel bir nedeni var mı?
Kaleydoskop farklı şekiller, renkler ve yapılandırmalarla dönerek sürekli değişim içinde olan bir görünümü temsil ettiğinden bu şekilde isimlendirdim. Benim için kültür mozaiği geçmişten ve bugünden parçalarla oluşan tek bir yapıdır. Bugünün İstanbul’unu, kültürlerin tamamen iç içe geçtiği ve 21. yüzyılda yepyeni bir görünüm yaratma şansına sahip bir kavşak olarak görüyorum ve hissediyorum.
Bize İskandinav duyarlılığını, perspektifini bir cümle ile açıklayabilir misiniz?
İskandinav anlayışı için tek bir tanım yapmak çok zor ancak hepimizin ortak olarak paylaştığı; doğa, ışık ve etrafımızdaki mekân bize sessizliği anlatıyor ve bu da ne kadar yalnız olduğumuzu gösteriyor.
1990’ların ortasında Helsinki ekolünü hangi özelliği bu kadar farklı kıldı? Helsinki ekolü, üslup veya sanat hareketi olarak kabul edilebilir mi yoksa yalnızca öncü bir eğitim modeli midir?
Bu eğitim sistemini en özel yapan şey ilk kez bir sanatçıda olması gereken, onu her anlamda sanatçı olarak tanımlayacak çok yönlü bir eğitimin verilmesiydi. Hatırlarsanız 90’ların ortasında Finlandiya yakın tarihinde yaşadığı en büyük ekonomik krizden yeni çıkmıştı ve kimse, başta fotoğraf olmak üzere sanat eseri almakla ilgilenmiyordu. Bu başarısızlıkla başa çıkmak ve bu yeni düşünce biçimini ortaya atmak için mükemmel bir zamandı.
Türkiye’deki ilk serginizde, Helsinki ekolünden farklı zamanlarda mezun olmaları dışında, bu beş sanatçıyı bir araya getirmenizin özel bir nedeni var mı?
Bu beş sanatçıyı seçmemin nedeni kendi bakışları ve duyarlılıklarıyla zaman, doğa, politika ve dil üzerinden kendimizi bulmamıza ve görselleştirmemize yardımcı olan üç farklı kuşağı temsil etmeleriydi.
x-ist Galeri : Abdi İpekçi Cad. Kaşıkçıoğlu Apt. No: 42 D:, 2 Nişantaşı