“Hayat memat” isimli ilk albümünün merkezinde, şehirde yaşayan insanların yalnızlığı var. peki, neden yalnızız bu kadar diye düşündük, cevap bulamayınca da Erdem Tekeli’ye sorduk.
“Hayat Memat” Meselesi
Senin için hayat memat meselesi bir şey var mı?
“Hayat” yaşam, “Memat” ise ölüm... Yaşam bizi ölüme doğru götüren doğal bir süreç ve benim de arada bir yerlere bu albümle kayıt düştüğümü söyleyebiliriz. Müzik, ses, evrende hep vardı, olacak. Yaptığım müzik ise benim hayattaki zevk aldığım oyunum. Bu nedenle albümü veya yaşamda karşılaştığım herhangi bir şeyi hayat memat meselesinden çok bir süreç olarak görüyorum diyebilirim.
Albümde şehirde yaşayan insanlara özel bir vurgu var. Ne oluyor biz şehirde yaşayanlara, neden farklıyız sence?
Ben hayatımın ilk yarısını küçük bir şehirde geçirdim. Bu nedenle kendimi şanslı hissediyorum. İstanbul’da, yaşamaktan çok yaşamaya çalışıyoruz. Zamanımız yok. Bugün rastladığım Müşfik Kenter’in bir yazısının sonunda “Bilgi toplumu oldunuz da duygu toplumu olmaya megabaytlarınız mı yetmiyor?” diyordu. Sanırım durum budur.
Başka bir yerde yaşamak ister miydin peki?
Şu an için aynı yerde daha iyi şartlarda yaşamak isterdim. Elbette şahsi bir istek değil kastettiğim. Onun dışında denize kıyısı olan her yerde yaşarım.