Amerikan televizyonlarının en yaratıcı ismi Ryan Murphy korku hikayelerinden sonra bu kez suç ve gerilim dünyasına dalıyor. Yeni serisi “The People V.O.J Simpson: American Crime Story” Kardashianların da dahil olduğu efsaneleşmiş cinayet davasını renkli cama taşıyor. Dizide O.J Simpson’ı canlandıran Cuba Gooding, JR’ın başlığa taşıdığımız yorumu ise bizi nelerin beklediğini özetlemeye yetiyor.
JOHN TRAVOLTA
Beyaz perdedeki başarılarıyla tanınan John Travolta 1970’lerden beri bir televizyon dizisinde rol almamıştı. Ancak Nip/Tuck, American Horror Story, Glee ve Scream Queens’in yaratıcısı Ryan Murphy’nin son projesi “The People v. O.J. Simpson: American Crime Story” için teklif edilen showman rolünü reddedememiş. Travolta seride O.J. Simpson’ı savunan, kazanmaya düşkün bir avukatı, Robert Shapiro’yu canlandırıyor. Bu arada Shapiro daha önce Marlon Brando’nun oğlu Christian Brando’yu da savunmuştu.
Uzun zaman sonra ilk defa bir TV dizisinde rol alıyorsunuz. Neden özellikle bu projede yer almayı istediniz?
Rol teklif edildikten dört ay sonra “Evet” yanıtını verebildim. Projenin sansasyonel olup olmayacağını bilmek istiyordum çünkü öyle olacaksa ilgilenmeyecektim. Hikâye günümüzde olanların bir yansıması gibiydi. Nina’nın (Jacobson) projeye kattığı sanat kalitesi ve elbette projenin başında Ryan’ın (Murphy) oluşu beni heyecanlandırmıştı. Dürüst olmak gerekirse tüm bunlara rağmen şu anda isimlerini vermeyeceğim ancak sinema sektörünün en önemli kişilerinden bu projede yer almam gerektiği konusunda destek gördüm. Hâlâ daha fazla bilgi sahibi olmak istesem de kendi kendime “Pulp Fiction için de böyle bir teşvik gerekmişti” dedim.
Gerçekten mi? Peki “Pulp Fiction”da sizi endişelendiren şey ne olmuştu?
Nasıl sunulacağını bilmemek. Çünkü “Pulp Fiction”daki kafanın havaya uçurulması, vurulma ve cinayet sahnelerini düşününce, nasıl yansıtılacaklarını kestirmek güçtü. Ancak Quentin’i (Tarantino) daha fazla tanıdıkça ve senaryoya ne kadar saygı duyulduğunu gördükçe “Evet” demek kolaylaşmıştı. Tabii bulabildiğim tüm büyük oyuncuların fikirlerini almayı da ihmal etmedim. Bazen yalnızca “Hayır” demektense, saygı duyduğunuz insanlara danışmak gerçekten faydalı olabiliyor.
Saygı duyduğunuz insanlardan bilgi toplamak sık tercih ettiğiniz bir yöntem mi?
Evet.
J. Simpson davasında sizi en çok şaşırtan şey neydi? Bu televizyon dizisi size ne kattı?
Beni şaşırtan tek bir şeyden bahsetmek güç çünkü beni şaşırtan onlarca şey vardı. Sanırım en çok tedirgin eden şey Fuhrman’ın (LAPD dedektifi Mark Fuhrman) kayıtları olmuştu. Bu kayıtları kimse duymamıştı ve mahkemede de çok küçük bir kısmı delil olarak sunulmuştu. Çok iyi korunuyorlardı. İlerleyen bölümlerde bu tür gerçek kanıtları duyduğumda rol yapmama gerek kalmadığını söyleyebilirim.
Birçok kişinin örnek aldığı bir aktörsünüz. Çocukken hangi ünlüleri kendinize örnek alırdınız?
Birkaç isim sayabilirim. (James) Cagney’e bayılırdım. Paul Newman ve (Marlon) Brando’yu da severdim.
Peki ya örnek aldığınız kadınlar?
Liz Taylor. Marilyn Monroe’yu da seviyordum, Katharine Hepburn’ü de. Gençken Federico Fellini’nin “La Strada” filmine de bayılırdım. Giulietta Masina benim kalp kırıklığımdı. Ondaki kırılganlık beni etkilerdi. Ve Sophia Loren, o olabilecek her şeydi. Bu düşüncem Liz Taylor için de geçerli. Onları harika oyuncular yapan şey sadece yetenekleri değil aynı zamanda fiziksel çekicilikleriydi. Liz’i “Cat on a Hot Tin Roof” ve “Who’s Afraid of Virginia Woolf” filmlerinde düşünüyorum da… O hâlâ gelmiş geçmiş en önemli oyunculardan biri.
Sizce projeye Kardashianlar’ın dâhil olması genç izleyicileri teşvik edecek mi?
Yaşı yeten izleyiciler konuyla zaten ilgililer. FX de hayli genç bir izleyici kitlesine sahip ve onlar da diziyle ilgileneceklerdir. Yaş konusunda güzel bir karışım olacağını düşünüyorum.
TV’de ne izlersiniz? Televizyonun altın çağını yaşıyoruz ve ona katılmak için harika bir zaman.
Son yıllarda en beğenerek izlediğim dizi “Mad Men” oldu. Beni çekmesinin en önemli sebeplerinden biri çocukluğumun geçtiği çağı konu almasıydı. Tüm o olaylara tanık olduğum için diziyi de çok beğendi.