YOLCULUK
Fantazyanın en büyük talihsizliği, sık sık bilim kurgu ile karşılaştırılmasıdır. FABİSAD, günümüz okurlarının artık bu karışıklığa düşmemeye başladığını ama yine de çoğu yazarın bu iki türü bir arada işlemeyi sevdiğini dile getiriyor; “Çok genel hatlarla belirtmek gerekirse, bilim kurguda gelecek ön plandayken, fantazyada geçmiş ya da farklı zaman/mekân dilimindeki yeni bir evren söz konusudur. Her ikisi de başka bir gerçekliği betimler, içinde yaşadığımız hayatın normlarını yadırgatır ama bilim kurgu bunu yaparken, bilişsel unsurlara ağırlık verir. Türkiye’de bilim kurgu geleneği daha köklüdür. Bu alandaki klasik eserlerin birçoğu Türkçe’ye çevrildi. Fantastik kurgunun klasikleri ise çok geç çevrilmeye başlandı ve henüz Türkçe’ye kazandırılmayan birçok önemli eser mevcut. Fantastik kurguda politik bir okuma yapmak için oldukça derinlere inmek, göndermelere eğilmek gerekir ama bilim kurguda “fikir” ön planda olduğu için, eserlere siyasi atmosfer de nüfuz eder.” Fantastik kitap veya oyunlarla ilgili bir sohbete katıldığınızda sık sık “lore” kelimesini duyabilirsiniz. Yazarın ve oyun yaratıcılarının, ortaya çıkardıkları evrene ait doğa kuralları, tüm politik, ekonomik, sosyo-kültürel gerçekliği ve geçmişi, folkloru, lore’dur. Kelimenin kapsamına bir dünya ile ilgili “her şey” girer. O dünyanın sakinleri, karakterleri, sihirleri, tanrıları, şeytanları, kahramanları ve anti-kahramanları, o diyarın lore’una göre varlık gösterir. Kendi içerisinde bir işleyiş şekli olan bu dünyalar, fantastik edebiyatının kıymetli parçalarıdır. Bir diyarın içinde yaşamış ve yaşayan karakterlerin hayatta üstlendikleri roller, hikâyedeki yönelimlerini de belirler. Bu evrenlerdeki en önemli unsurlardan biri ise diyara hâkim olan sihirdir. Sihir, diyarın her noktasına yayılmış durumdadır. Hikâyede karşımıza büyülü hayvanlar ve yaratıklar da çıkar, büyü gücü olmayanlar da… Sihir kullanmayı bilen insanlar da vardır, sıradan ölümlüler de. Onların ortak noktası ise tektir: Herkes bir yolculuktadır. Kendilerine düşen görevleri veya maceralarını sürdürürlerken fiziksel olarak bir noktadan diğerine doğru yola çıkanı da görürüz, oturduğu yerde içsel bir yolculuğa çıkanı da. Sonuçta her maceranın bir sonu vardır. Ve bu maceraya dâhil olan herkes ve her şey, macera sonlandığında ilk başladığı noktada değildir.