Lübnanlı sanatçı Akram Zaatari’nin, Salt Beyoğlu’nun üç katına yayılan sergisi, video sanatı ve hatıralar arasında adeta organik ve bir o kadar da gerilimli bir köprü oluşturuyor.
hatirlama-zanaati-g1
LÜBNAN’IN POLİTİK TARİHİ
Akram Zaatari’nin SALT Beyoğlu’ndaki sergisi, “The Uneasy Subject” (Rahatsız Edici Konu), “28 Nights and A Poem” (28 Gece ve Bir Şiir), “Earth of Endless Secrets” (Ebedî Gizemler Toprağı) ve “Time Capsule” (Zaman Kapsülü) gibi önemli projelerinden çalışmaları bir araya getiriyor. Zaatari işlerinde kazı çalışmaları, politik direniş, eski militanların yaşamı, gücü tükenmiş bir sol hareketin mirası, savaş zamanlarındaki görüntülerin dolaşımı, kaybolmuş, bulunmuş, gömülmüş, ortaya çıkarılmış veya başka bir nedenle gönderildiği adrese ulaşması gecikmiş mektuplar gibi bir dizi tema, konu ve pratiği ele alıyor. Kısacası bu yöntemle imgesel bir yeniden tarih yazımına girişmiş oluyor. Lübnan’ın politik tarihi ve onun imgesel belleğini konu alan yapıtları, Zaatari’nin özellikle arşiv pratikleri alanında önemli çalışmalar yapmasını zorunlu kılmış.
YAKIN TARİHİN GÖRSEL ŞEMASI
Zaatari’nin yakın tarihle kurduğu ilişki, net bir politik tavır veya söylem bütünü ile çalışmalarında yer alıyor, dersek yanılmış oluruz. Çünkü Zaatari için asıl önemli olan kişisel hatıralardan yola çıkarak, yakın tarihin veya gömülü, gizlenmiş, açığa çıkmayı bekleyen şeylerin arkeolojisinin görsel bir şemasını sergilemektir. Çalışmaların sergi mekânındaki konumuna baktığımızda hareketli imajlarla örülmüş bir şema ile karşılaşırız. Ve yine bu şema sayesinde kendimizi çalışmalara konu olan hikâyelerin ötesinde, bütün o hikâyeleri bir arada tutan bir üretim biçimi üzerine düşünürken buluruz. Yani “video sanatı”nın en temel argümanı olan düşünen bir görme biçimi sağlanmış olur. İzleyici artık kendisi için görünür olan izleri takip eder ve alternatif bir tarih yazımına tanıklık eder. Nihai görüntüler yerine o görüntülerin üretilme biçimleriyle ilişki kurar.
Akram Zaatari’nin SALT Beyoğlu sergisi, imajların sadece seyirlik bir şey olmadığını anımsatıyor. Zaatari çalışmalarıyla gerçeklik ve onun temsili arasındaki gerilimli bölgeyi haritalandırarak bize adeta “Görüyorum o halde düşünüyorum” dedirtiyor.
Yazı: Yiğit Yeşillik