Bisikletler avrupa ve uzak doğu ülkelerinden sonra İstanbul sokaklarını da kuşatmaya başlıyor. Henüz sarı taksiler kadar şehrin kaotik trafiğinde kendilerine yer edinemeseler de iki tekerlekli “cool” tasarımlar şehrin dört bir yanından göz kırpmaya başladı bile.
bisikletgal3
İSTİKAMET…
Şehircilik anlayışı her geçen gün değişiyor. Henüz yollar buna çok fazla olanak tanımasa da İstanbul sokaklarında bisikletlilere rastlamak mümkün. Siz işin sadece eğlence kısmındaysanız güvenli rotalar da mevcut. Fenerbahçe- Pendik arasında boylu boyunca uzanan sahil şeridi İstanbul’un hem en merkezi hem de en güvenli sürüş parkuru. Zira kıyı boyunca bisikletli vatandaşlar için özel şeritler mevcut. Bisikletiniz yoksa üzülmeye de gerek yok. İspark’ın kiralık bisikletleri tam size göre. Burası kadar rahat olmasa da Avrupa yakasında Yenikapı-Florya sahili sürüş için ideal. “Yok, ben yeşil alanda rahat ederim” derseniz Belgrad Ormanları sizi bekliyor. Ancak bizim önerimiz elbette Adalar. Biraz yokuşlu ama olsun. Mücadeleye değer. Aman, “Kaskımı evde unuttum” demeyin!
DOĞRU BİSİKLET
Artık o sizin yol arkadaşınız. Onu doğru seçmek ise vereceğiniz en önemli karar. Peki, nedir bu işin raconu? Raunt1: Bisikleti nerede kullanacağınıza karar vermelisiniz. Düz yolda ve şehir içinde mi, bayırlık alanlarda ve engebeli arazilerde mi? Özel üretim ya da tasarım bir şeyler mi olsun, iki tekerli olması yeterli mi? Bir sonraki adımda ise kasa şekline göz atmanız gerekiyor. Satın alırken soracağınız bir diğer soru ise fren sistemi. Bisikletin mutlulukla bir alakası varsa önceliğiniz kendinizi rahat hissetmek olacak. Boyunuzun bisiklete oranını hesaplamanız gerekir. Son adım ise tam anlamıyla zevklerinizle alakalı. En sevdiğiniz renk burada devreye giriyor. Artık iyi yolculuklar. Dilerseniz Milano sokaklarındaki janti erkek olun dilerseniz Dardanne kardeşlerin filminde hissedin kendinizi. Olmadı Audrey Hepburn gibi gidona yerleştirdiğiniz sepetten çiçekler sarkıtarak çevirin pedalları.