Çalışan kadının süper kahramanı gibisin adeta! Yemek yapmanın çok daha ötesinde bir kavramdan bahsediyorsun. Seni tercih eden kitle sadece yoğun tempoda çalışan kadınlar değildir herhalde değil mi?
Pek tabii ki hayır. Beni tercih eden kitle, yemeyi içmeyi seven, bu kültür için seyahat eden, hatta bu seyahatlerinde akıllarında kalan tabakları canlandırmamı isteyen kitle…
Yine seninle birlikte tanıştığımız bir kavram var: Mutfak detoksu. Kulağa oldukça ilgi çekici geliyor açıkçası.
Hepimizin evinde, mutfağında kullanmadığı veya ne işe yaradığını bile unuttuğu ürünler var. Ben gelip o ürünleri sizin için ayırıyorum. Kullanamadığınız ürünleri daha ergonomik, daha kullanışlı ürünler ile değiştiriyorum. Size yer açıyor, mutfakta kolaylık sağlıyorum.
Dünya trendlerini yakından takip ediyorsun. İlerleyen dönemlerde bizi neler bekliyor?
Bizi daha rahat daha ulaşılabilir konseptler bekliyor. Sokakta yediğimiz lezzetler artık restoranda sipariş edebileceğimiz tabaklar halini alıyor. İçme kısmındaysa durum tam tersi, klasik tatlar yerini deneysel, moleküler karışımlara bırakıyor.
Peki şeflerin mutfak trendleri var mı? Popüler bir yemek ya da tatlı için şefin imzasında önemli olan unsur nedir?
Evet var… Popüler bir tatta şefin imzası onun ait olduğu veya etkilendiği kökenden getirdiği bir tınıdır. Mesela Türk bir şefin bize has bir tat olan damla sakızını İtalyan bir lezzet olan panna cotta’da kullanmasıdır.
Biraz da tatlılardan bahsedelim.. Son yıllarda özellikle ‘naked cake’ son derece popülerdi. Bu trend devam edecek mi yoksa 2018 yılında başka pasta trendleriyle tanışacak mıyız?
Naked cake nam-ı diğer ‘çıplak kek’ hepimizin kolayca alıştığı ve benimsediği bir trenddi. Kimimizin ilk kez yaptığı pastayı andıran bu kek birden moda oldu ve biz kolayca kabul ettik. 2018’de ‘entremet’ dediğimiz daha temiz bir yapı olan glaze şeklinde sıvanan pastalar revaçta… Ama yine de naked cake her zaman trend olacak gibi.
Birçoğumuzun bayıldığı bir tarzdı. Bu trendin yaratıcısı kim, ilk kim tasarladı?
Trendin yükselişi 2012-2013 yılına tekabül ediyor. Cupcake’lerin ve şeker hamurları ile süslenen pastaların popüler olduğu bu zamanlarda eski moda, ev usulü, kenarları sıvanmamış nispeten az kremalı doğal görünümlü bu pastel zevkli sunumlar tezat görüş olarak ortaya çıkmıştı.
Şef olarak senin yarattığın ve ‘Evet! Pınar şefin bu lezzeti süper oldu’ dediğin yemeğin hangisi?
Adaçaylı ve parmesanlı kuymak, iddialı olduğum bir lezzet.
İstanbul Komşuköy’de Kinfolk dergisinin ‘Slow Living’ temalı yemeği ve Wyndham Ankara’da gerçekleşen ‘Chaine Des Rotisseurs’ da dâhil olmak üzere birçok özel davet tecrüben var. Peki, senin için en unutulmazı hangisiydi?
Hepsinin yeri benim için ayrı, her yemek farklı bir seyirciyi ağırlıyor… En özel olan davet, sahibinin hayalindekini gerçek hayata geçirebildiğim davetler. Bu nitelikte sanırım, Wyndham Ankara’da ki her ülkenin görseliyle ve müziğiyle video mapping yaparak yemekleri eşleştirdiğimiz Chaine des Rotissiuers davetinin yeri ayrı.
Bir de kendi mutfağının şefleri olanlar var.. Onlara da ufak ipuçları ve tavsiyeler vermek ister misin?
Kendi mutfağının şefi olmak demek araştırmayı, geliştirmeyi ihmal etmek demek değil. Sonu bucağı olmayan bir sektör ve biz her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Bol bol seyahat etmelerini, dünyayı, trendleri ve Türkiye’yi takip etmelerini öneririm.
Bizi bekleyen ve sektöre yenilik katacak başka yeni projelerin de var mı?
Yeni bir burger markası kuruyorum. Kendi markamdan bağımsız konumlandırdığım, kimliği biraz beni yansıtacak, biraz eğlenceli bir konsept olacak. İlk etapta Florya’daki atölyemde pop-up şeklinde başlayacağım. Sonrasında yeni bir lokasyonda büyütmeyi ve çeşitlendirmeyi hedefliyorum. Ayrıca Eylül ayı bağ bozumundan başlayarak 2018 Mayıs sonuna kadar Tekirdağ’daki Barbare Bağları’nda bulunan Barbaros Bağ Evi’nde tadım menüleri yapacağım.