Haziran ayinin sonundaki onur haftası etkinliklerini planlayan ekip bu seneki temayı daha aylar öncesinden “direniş” olarak belirlemişti. Ne isabetli öngörüleri varmış meğer! 

a

Image 1 of 9

Gezi Parkı, çok uzun zamandır LGBT bireylerin “çarka çıktığı”, “koli ayarladığı” ve- tam da bu bilinirliği yüzünden suiistimale açık olması sebebiyle- bazen taciz edildiği, dövüldüğü, soyulduğu yerlerden biriydi. İstanbul’un eşcinsel kültüründe Gezi Parkı’nın yeri hep ayrı oldu, Gezi Parkı Direnişi’nde LGBT Blok’un ayrı bir önemi olması aslında biraz da bundan. Herkesin gördüğü üzere LGBT’ler bütün eylem boyunca en ön saflarda yer aldı. Çatışmalar başlamamışken polise kitap okuyan eylemci fotoğrafındaki kişi bir LGBT Blok direnişçisiydi veya TOMA’ların önünde gökkuşağı bayrağıyla sırılsıklam olanlar da. Elbette en çok biber gazını onlar yedi veya en büyük sıkıntıları onlar yaşadı demiyorum zira bir kişiye sıkılan biber gazı aslında sesini duyurmak isteyen herkese sıkılmış oldu ancak yıllardır toplum tarafından türlü hakaretler görerek aşağılanan LGBT’ler bu direnişte cesaretleriyle dikkat çektiler.